Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/2183 E. 2018/13291 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2183
KARAR NO : 2018/13291
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 25/12/2018 tarihinde taraflardan kimsenin gelmemiş olması nedeniyle işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; …… abonesi bulunduğu davalı şirketin 2011 yılı Haziran ayı faturası ile kendisinden hukuka aykırı olarak …… bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; 92.576,72 TL …… bedelinin ödeme tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; istirdadı istenilen bedelin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 03/11/2014 tarihli ve 2014/7046 E. 2014/14208 K. sayılı ilamıyla;
(… davalının …… bedeli tahakkuku uygulamasının yerinde olmadığı nazara alınarak, …… bedelinin tespit edilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik araştırma ile yazılı şekilde davanın reddi cihetine gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır…)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve tahsil edilen …… bedelinin 32.813 TL olduğu, faturada yapılan kayma sonucunda gündüz tüketim tutarı olan 92.576,72 TL’nin …… bedeli üzerine yazıldığı belirlenmiştir.
Davacı ıslah olarak nitelendirdiği 14/03/2016 tarihli dilekçesiyle dava değerini 32.812,41 TL’ye indirmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, ıslahtan önceki miktarın davalı kurumun düzenlediği belgelerden kaynaklanmış olması sebebiyle reddedilen kısım için davalı lehine ücret ve masrafa hükmolunmasına yer olmadığına, 32.812,41 TL’nin ıslah tarihi olan 14/03/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, …… abonelerinden tahsil edilen …… bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
Yukarıda da açıklandığı üzere; mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiştir.
Bu aşamada usulü kazanılmış hak müessesinin açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usulü kazanılmış hak olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin bozmaya uymasından, eş söyleyişle usulü kazanılmış hakkın doğmasından sonra o konuda yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak, hukukça değer taşımayacaktır. Bir başka ifadeyle, sonradan çıkan yeni kanunun, mahkemelerde ve Yargıtay’da görülmekte olan bütün dava ve işlere uygulanması, dolayısıyla usulü kazanılmış hakkın gerektirdiği yönde değil, yeni kanun kapsamında inceleme yapılarak hüküm verilmesi gerekecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/10/2010 tarihli ve 2007/5-11 E. 2010/541 K., 27/10/2010 tarihli ve 2008/5-13 E. 2010/545 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir).
Nitekim, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada geçmişe de etkili olan 17/06/2016 tarihli 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı …… Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve dava konusu bedelin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedel maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı …… Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve …… bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, artık usulü kazanılmış hakkın gerektirdiği yönde değil, sonradan çıkan ve 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı “…… Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” çerçevesinde inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca, karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve dava konusu yapılan …… bedeli ile ilgili olarak halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6446 sayılı …… Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmekte olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.