Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/1556 E. 2018/12004 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1556
KARAR NO : 2018/12004
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

Davacı … ile davalı … arasındaki alacak davasına dair … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 08/02/2017 tarihli ve 2015/839 Esas 2017/96 Karar sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 07/11/2017 tarihli ve 2017/12365 Esas 2017/15361 Karar sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 17/10/2000 tarihli protokol ile kardeşi olan davalıdan 7 parsel sayılı taşınmazdaki payını 5.000 TL bedelle satın aldığını, satış bedelinin 2.500 TL’sinin peşin ödendiğini, geriye kalan 2.500 TL için altı adet 350 TL bedelli senet ve bir adet 400 TL bedelli senet düzenlendiğini, 350 TL bedelli olan altı adet senedin belirlenen vade tarihlerinde ödendiğini, ancak 25/05/2001 tarihinde 400 TL bedelli son senedi ödemek istediğinde davalının bedeli almadığını, tapu devrinin yapılacağını söyleyerek kendisini oyalayan davalıya göndermiş olduğu ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, ödediği toplam 4.600 TL ile dava tarihine kadar işlemiş faizi olan 12.783,64 TL olmak üzere toplam 17.383,64 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davanın zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise 400TL bedelli senedin bugüne kadar ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 16/05/2013 tarihli ve 2013/4991 Esas 2013/8301 Karar sayılı ilamı ile;
(…Taraflar arasında düzenlenen 17/10/2000 tarihli adi sözleşme ile davalı tarafından davacıya toplam 5.000 TL bedel karşılığı 73 m²’lik hissenin satıldığı, peşin alınan 2.500 TL’den geriye kalan miktarın 25/11/2000 tarihinde başlayarak 25/04/2001 tarihine kadar her ay 350 TL, son ay 400 TL olarak ödenmesinin kararlaştırıldığı, en son 25/04/2001 tarihli senedin ödendiği ve 25/05/2001 tarihli 400 TL bedelli senedin ödenmediği konusunda ihtilaf bulunmaktadır.
Bu durumda, ifanın imkansız hale geldiği tarihin, son taksidin ödenme tarihi olan 25/05/2001 olduğu ve zamanaşımına ilişkin BK. 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık sürenin 25/05/2001 tarihi esas alınmak suretiyle belirlenmesi ve dava tarihi itibariyle (11/05/2011) henüz 10 yıllık zamanaşımı süresi gerçekleşmediği gözetilerek, zamanaşımı def’inin reddi ile işin esasının incelenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir…)
Gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 4.600 TL asıl alacak ve 11.747,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.347,37 TL’nin davalıdan tahsiline dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 23/06/2015 tarihli ve 2015/1200 Esas 2015/11616 Karar sayılı ilamı ile;
(… Mahkemece; ödenen satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle (çeşitli ekonomik etkenlerin TEFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar, faiz ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücü, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde uzman bir bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmeli; bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmelidir.
Somut olayda; geçersiz satış sözleşmesi nedeni ile ödenen bedelin davacıya iadesine karar verilmesi yönündeki değerlendirmede bir isabetsizlik yoktur. Ancak, davacı taraf, geçersiz sözleşmeye göre talepte bulunmakla; satış bedeli olarak davalıya yapılan ödemenin ifanın imkansız hale geldiği tarihteki (12.05.2011 tarihindeki) güncellenmiş değerine hükmedilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir…)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamı gereğince mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmış ve davanın kısmen kabulü ile 6.440,68 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 07/11/2017 tarihli ve 2015/12365 Esas 2017/15361 Karar sayılı ilamı ile;
(…1) Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ifanın imkansız hale geldiği tarih 25/05/2001 olarak kabul edilmiş ve satış bedeli olarak davalıya yapılan ödemeler bu tarih itibariyle güncellenmiştir. Oysa ki, Dairemizin 23/06/2015 tarihli ve 2015/1200 Esas 2015/11616 Karar sayılı ilamı ile ifanın imkansız hale geldiği tarih 12/05/2011 olarak belirlenmiş ve bu tarihteki güncellenmiş değerine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karşın, bozma ilamına uygun olmayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir…)
Gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına karşı davalı taraf karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dairemizin 16/05/2013 tarihli ve 2013/4991 Esas 2013/8301 Karar sayılı bozma ilamı ile ifanın imkansız hale geldiği tarih (son taksidin ödenme tarihi olan) 25/05/2001 olarak belirlenmiştir. Mahkemece, iş bu bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm, Dairemizin 23/06/2015 tarihli ve 2015/1200 Esas 2015/11616 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, ne var ki bu bozma ilamında ifanın imkansız hale geldiği 25/05/2001 tarihi yerine sehven 12/05/2011 tarihi yazılmıştır. Sehven yapılan bu yazım, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi tarafından da belirlenmiş ve davacı tarafça ödenilen satım bedelinin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca Dairemiz ilk bozma ilamında ifanın imkansız hale geldiği tarih olarak belirlenen 25/05/2001 tarihinde ulaştığı güncel bedel belirlenmiştir.
Bu durumda, mahkemece; uyulan bozma ilamlarının gereği yerine getirilmiş ve hüküm vermeye elverişli olan bilirkişi raporu esas alınarak davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle onanması gerekirken zuhulen bozulduğu bu defa yapılan inceleme ile belirlendiğinden, davalı tarafın bu yöne ilişen karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK’nun 440 ıncı maddesi gereğince davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 07/11/2017 tarihli ve 2017/12365 Esas 2017/15361 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak mahkeme kararının ONANMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 26/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.