Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/1298 E. 2018/10577 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1298
KARAR NO : 2018/10577
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 11.05.2017 tarih ve 2016/198 E.-2017/274 K. sayılı karara davacı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kaçak elektrik kullanımından dolayı davalı hakkında kaçak tahakkuku yapıldığını, tahakkuk edilen faturanın ödenmemesi üzerine hakkında icra takibi yapıldığını, davalının takibe itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığını belirterek, itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, tanzim olunan kaçak tutanağının usulsüz olduğunu, tutanakta yer alan adres ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın kesin olarak reddine karar verilmiş olup, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.6100 sayılı HMK’nın 363. maddesinde, ” (1) İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
(2) Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
(3) Bozma kararının bir örneği Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmî Gazetede yayımlanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı Yasanın Geçici 3/2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun Geçici 3/2.maddesinde, “(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü vaz’olunmuştur.
Yine 1086 sayılı HUMK’un 427/6. maddesinde ise, “Kesin olarak verilen hükümlerle niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan hükümler, Adalet Bakanlığı’nın göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz olunur.” hükmünü düzenlemektedir.
Somut uyuşmazlığın incelenmesinde; davacı tarafından itirazın iptali talebiyle eldeki dava açılmış mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir. Bilahare davacı tarafından, kararın kanun yararına bozulması için istinaf kanun yoluna müracaat edilmiş, bölge adliye mahkemesince dilekçenin görev yönünden reddi ile dosyanın mahkemesine iadesini müteakip dosya, mahkemesince kül halinde Dairemize intikal ettirilmiştir.Yukarıda zikrolunan kanun hükümlerinde, kanun yararına temyiz incelemesinde izlenecek yol tahdidi olarak belirtilmiş olup, bu kapsamda mahkemece dava dosyasının doğrudan kanun yararına temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya gönderme yetkisi ve görevi bulunmamaktadır.Buna göre, 6100 sayılı HMK’nın 363. maddesine göre mahkemece davacı vekilinin temyiz dilekçesinin dosya ile birlikte Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekirken Dairemize gönderilmesi hatalı olmakla, dosyanın temyiz incelemesi yapılmaksızın mahal Mahkemesine İADESİNE, 25.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.