Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/1290 E. 2018/10476 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1290
KARAR NO : 2018/10476
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava dışı … İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’nin sözleşme ile elektrik enerjisi kullandığını, ilgili şirkete tarifelerden en düşüğü üzerinden elektrik tarifesi uygulandığını, indirimli tarifeden dolayı kendilerinde oluşan gelir kaybının 12.04.2002 tarihli Bakanlar Kurulu Kararına göre Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından karşılandığını, ancak Hazine Müsteşarlığının 15.04.2004 tarihli yazısında gelir kaybı nedeni ile herhangi bir ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, bu nedenle dava dışı şirkete indirimli tarife uygulamamaya başladıkları için şirketin kendileri aleyhine (eski … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi) … 47. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/136 E. sayılı dosyasıyla alacak davası açtığını, indirimli tarife uygulamasının kaldırılmasından kaynaklanan 29.386,83 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ilgili şirkete ödenmesine karar verildiğini, kararın onanıp kesinleştiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 49.653,56 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek değişken oranlı avans faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalılardan … aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, rücuen alacak olarak 49.653,56 TL’nin dava tarihi olan 24.07.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan Başbakanlık Hazine Müsteşarlığından tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23.06.2015 tarih 2015/1332 E. – 11617 K. sayılı ilamı ile; ”Somut olayda, davaya konu faturaların 09.06.2009 – 05.02.2010 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olduğu, Turizm Teşvik Kanunu’nun 16.maddesine aykırı olarak yüksek tarifeden tahsil olunan enerji bedellerinin davalı … Bakanlığından avans faizi ile birlikte tahsilinin gerektiği, ancak; 16.07.2009 tarihinden sonraki enerji bedellerinin ise davalı TC. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’ndan talep edilemeyeceği, anılan Bakanlar Kurulu Kararında öngörülen usul ve esaslara göre …’ndan talep edilebileceği” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyma kararı verilerek yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile, 8.828,40 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığından alınarak davacıya verilmesine, 40.825,16 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma ilamına uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki;Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep(kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.Somut olayda; mahkemece uyma kararı verilen Dairemizin 23.06.2015 tarih 2015/1332 E. ve 2015/11617 K. sayılı ilamı ile; 09.06.2009 – 05.02.2010 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olan Turizm Teşvik Kanunu’nun 16.maddesine aykırı olarak yüksek tarifeden tahsil olunan enerji bedellerinin davalı … Bakanlığından avans faizi ile birlikte tahsilinin gerektiği belirtilmiş, böylece davalıdan tahsil edilecek alacağa avans faizi uygulanması hususunda davacı yararına usuli müktesep hak oluşmuştur.Ne var ki mahkemece; bozma ilamına uyulma kararı verilmiş ancak, davacı lehine oluşan usuli müktesep hakka aykırı olarak alacağın T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığından yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verilmiş olması doğru değil ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3.maddesinin yollamasıyla HUMK’nun 438/7.maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenle temyiz olunan kararın ikinci fıkrasında yer alan ”yasal faizi” ibarelerinin hükümden çıkartılarak yerine ”avans faizi” ibarelerinin eklenerek düzeltilmesine, düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.10.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.