Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2018/1176 E. 2019/6707 K. 16.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1176
KARAR NO : 2019/6707
KARAR TARİHİ : 16.09.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalılar …,… ve … yönünden reddine;davalılardan … yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar …,… ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, narenciye bahçesi nitelikli taşınmazı davalıların babası … ‘den 10/08/2008-10/08/2015 tarihleri arasında 7 yıllık süre için kiraladığını, kiralananın dava açılış tarihine kadar davalılar tarafından kendisine teslim edilmediğini,bu nedenle 75.000 TL zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya dair dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar, davacının dayandığı kira sözleşmesinin muris babaları tarafından imzalanmadığını, davacının bu zamana kadar taşınmazda kiracı olduğunu hiç ileri sürmediğini, arada husumet çıkınca bu yola giriştiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,davalılar …,… ve … yönünden davanın reddine;davalılardan … yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın davalılar …,… ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6.H.D.’nin 22.10.2015 tarih ve 2014/12607 E.- 2015/8920 K. sayılı ilamı ile ”…mahkemece ziraat bilirkişisinden rapor alınarak, davacının 10.08.2008-21.03.2012 tarihlerini kapsayan dönemde 21.050 TL gelir elde edebileceğine ilişkin raporu doğrultusunda karar verilmiş ise de dava dilekçesinden davacının müspet zarar mı yoksa menfi zarar mı talep ettiği anlaşılamadığı,mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında davacıdan menfi zarar mı yoksa müspet zarar mı talep ettiği sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tazminat hesap edilmesinin doğru olmadığı,bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş; Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra yeniden yapılan yargılama sonucunda davalılar …, … ve … yönünden açılan davanın reddine;davalı … yönünden açılan davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile, davacı tarafından talep edilen toplam 21.050,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş,hüküm davalılar …,… ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün Onanması gerekir.
2- Dava; kira ilişkisinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece,Yargıtay 6.H.D.’nin 22.10.2015 tarih ve 2014/12607 E.- 2015/8920 K. sayılı bozma ilamı sonrasında davacı vekiline müspet zarar mı yoksa menfi zarar talebinde mi bulundukları sorulmuş,davacı vekili 01.12.2016 tarihli celsede müspet zarar talebinde bulunduklarını,menfi zarar talepleri olmadığını belirtmiştir.Mahkemece davacının müspet zararının belirlenmesi noktasında dosyanın bozma öncesinde rapor sunan ziraat bilirkişisine tevdi edilmesi suretiyle iki ayrı ek rapor daha alınmış ise de,söz konusu her iki ek rapor da incelendiğinde, bozma öncesinde alınan ve önceki hükme dayanak yapılan 14.04.2014 tarihli ek rapordaki hesaplama yönteminin doğru olduğunun belirtildiği ve mahkemece de söz konusu ek raporlar hükme esas alınmak suretiyle karar verildiği görülmektedir.Ne var ki,söz konusu bozma öncesi alınan 14.04.2014 tarihli ek rapor ve bozma sonrası alınan ek raporların bozma gereğini yerine getirir nitelikte olmadığı açıktır. Anılan raporlara göre hüküm tesisi yoluna gidilemez. Hal böyle olunca mahkemece, davalıların itirazları da gözönünde bulundurulmak suretiyle alanında uzman ayrı bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınmalı, davacının kâr kaybı hesabı yapılırken dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceği belirlenmeli, belirlenen süre içerisinde davacının başka bir iş yapıp yapmadığı veya yapmaktan kasten kaçınıp kaçınmadığının da talep edebileceği kar kaybı miktarını etkileyeceği de göz önünde bulundurulmak suretiyle alınacak rapor doğrultusunda hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar …,… ve … yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,16.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.