Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/9991 E. 2018/13316 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9991
KARAR NO : 2018/13316
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, şirketin ……… bölgesinde faaliyet gösterdiğini ve doğalgaz abonesi olduğunu, sayacın davalı kurum tarafından 24.10.2014 tarihinde değiştirildikten sonra, sayaca müdahale edildiği ve kaçak gaz kullanıldığı gerekçesi ile şirket hakkında 172.550,08 TL’lik fatura tahakkuk ettirildiğini, sayacın kulaklarında orjinal mühürler olduğu halde sayaca ne tür müdahaleler olduğunun belirlenemediğini, sayacın ……… laboratuvarında test edilmediğini, faturanın keyfi düzenlendiğini, yürürlükteki yönetmeliğe göre hesaplama yapılmadığını ileri sürerek; haksız yere tahakkuk edilen toplam 172.550,08 TL borç nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı şirket tarafından sayacın gövdesi üzerindeki bakanlık …… mührünün değiştirilip mühür teline tersten takıldığının tespiti üzerine tutanak düzenlenip sayaç değişim işlemi yapıldığını, sayacın “müdahaleli sayaçları değiştirme komisyonu” tarafından incelenmesi üzerine davacı şirketin kaçak gaz kullandığının tespit edildiğini, yapılan hesaplamanın mevzuata uygun olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak gaz kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen borca dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
HMK.nun 266.maddesi hükmüne göre: Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak ……i bağlamaz. ……, raporu serbestçe takdir eder. ……, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa …… çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut uyuşmazlıkta; yargılama sırasında hükme esas alınan makine mühendisinin hazırladığı bilirkişi raporunun hangi yönetmeliği esas alarak hazırlandığı belli olmayıp Yargıtay denetimine elverişli değildir.
Hâl böyle olunca, mahkemece; öncelikle ihtilaflı dönem bakımından uygulanması gereken ……… Piyasası Kanunu ve kanuna dayalı olarak çıkartılan ilgili yönetmelik çerçevesinde, yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman üçlü bilirkişi kuruluna verilmesi, yürürlükteki mevzuat hükümleri gözetilerek, kaçak kullanımın mevcut olup olmadığının belirlenmesi ve buna göre tüketim miktarı ve bedelinin tam olarak açıklanması ile somut verilere dayalı, gerekçeli, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.