Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/9901 E. 2018/13379 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9901
KARAR NO : 2018/13379
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı … yönünden husumetten reddine, davalı şirket yönünden reddine, davalı … yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalılar …, … ve dava dışı …… San.Tic.Ltd.Şti. arasında yurt dışından hurda malzeme ithali, işlenmesi ve satışı ile ilgili olarak sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre davacının malzemelerin bedeli ve bu işlerle ilgili tüm masrafları, vergileri v.s. karşılayacağını, davalı …’in ise malzemelerin alınması için bağlantı yapılması, yurt dışından getirilmesi, yurda sokulması ve para transferlerinin yürütülmesi işlerini yapacağını, sözleşme uyarınca kâr ve zararın eşit olarak paylaşılacağını, davalı …’e 100.000,00-USD paranın satıcı firmaya gönderilmek üzere elden teslim edildiğini, fakat …’in malları ithal etmediğini, parayı da iade etmediğini, ancak …’in bu bedelin iadesini sağlamak için, diğer davalı …’a 150.000,00-TL bedelli senet verdiğini, bu senet için … 3. İcra Müdürlüğünün 2008/2932 sayılı dosyası ile … hakkında icra takibi başlatıldığını ve bu dosyada alacağa mahsuben …’e ait taşınmazın … tarafından satın alındığının öğrenildiğini, müvekkilinin icra dosyasından tahsil edilen bedelden hissesine isabet eden kısmın … ve …’nden tahsilinin, ayrıca …’in aldığı 100.000,00-USD iadesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL’nin avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve …; … yönünden davanın öncelikle husumetten reddi gerektiğini, her iki davalı yönünden zamanaşımı itirazları olduğunu belirterek, davanın esastan da reddini istemişlerdir.
Davalı …; yetki ve zamanaşımı itirazları olduğunu belirterek, davanın esastan da reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı … aleyhinde açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı … aleyhinde açılan davanın yerinde olmadığından reddine, davalı … aleyhinde açılan davanın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kabulüne, 10.000,00TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, temerrüt oluşmadığından, alacağa 10/05/2006 tarihinden itibaren faiz işletilmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk …… Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 23/10/2012 tarihinde açılmıştır.
6102 Sayılı Türk …… Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk …… Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye …… Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.Yine, 6102 Sayılı Türk …… Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk …… Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk …… Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye …… Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye …… Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk …… Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk …… Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemeler ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay tarafından re’sen incelenir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davanın, Asliye …… Mahkemesinde açıldığı, mahkemece verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği, davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklığa ilişkin olduğu, davacı ve davalılardan birinin limited şirket olduğu, iş konusunun yurt dışından hurda malzeme ithali, işlenmesi ve satışı olduğu, uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye …… Mahkemesi’nin görevi içinde olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; davaya Asliye …… Mahkemesinde bakılması için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşen görevsizlik kararına uyularak işin esasına girilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykır olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenlerine göre, davalı …’in diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.