Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/983 E. 2018/13349 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/983
KARAR NO : 2018/13349
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın … yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılardan …ile ……… Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı site yönetimi; davaya konu sitenin daha çok …………aylarını kapsayan dört ay kullanılan yazlık bir site olduğunu, bu kullanım şekline göre site yönetimi sadece belirtilen dört ay boyunca kullanmak ve diğer zamanlarda kapalı kalmak ve ücret ödememek kaydıyla, davalılardan ….’nin alt ana bayi olan diğer davalı …… ………… Ltd.Şti.’den ……… hizmeti satın almak amacıyla başvurulduğunu, başvuru üzerine yetkili bayinin talebi kabul ettiğini, yaz sezonu bittikten sonra hizmetin dondurulacağı, dondurma tarihinden sonra herhangi bir ücret çıkmayacağı yönünde garanti ve taahhüt verildiğini, buna rağmen 2013 yılı …… ile 2014 yılı …… ayları dahil olmak üzere 40 ………a bağlı 40 ……… hizmeti için aylık 4.000,00 TL’den 8 aylık toplam 32.000,00 TL talep edildiğini ileri sürerek iş bu 32.000,00 TL’den borçlu olmadığının tespitini, bu talep kabul edilmezse 32.000 TL’nin …… ………… Ltd.Şti.’den tahsilini talep etmiş, 12.12.2014 havale tarihli dilekçe ile tarafta yanılgıya düştüklerini gerçek davalının ……… A.Ş. olduğunu belirterek davalı ….nin, ……… A.Ş. olarak değiştirilmesini talep etmiştir.
Davalı; davaya konu abonelik sözleşmesinin davalı …. ile davacı arasında, ……… abonelik sözleşmesinin ise dava dışı ……… A.Ş. ile davacı arasında imzalandığını, kendilerinin sözleşmelerin tarafı olmadığını bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, abonenin aldığı hizmetler kapsamında ödeyeceği faturanın ………A.Ş. ile ……… A.Ş. tarafından kendisine gönderildiğini, kendilerinin tahsilat yetkisi olmadığı gibi faturalama, sözleşmelerde değişiklik yapma, taahhütte bulunma, teknik servis hizmeti sunma gibi herhangi bir yetkisi bulunmadığını, sözleşmeye ek taahhütnamenin 4. Maddesinde abonenin sözleşmesyi dondurma hakkını nasıl kullanacağının açıkça yazılı olduğunu, şirket müdürü tarafından yöneticiye verilen yazının resmi bir yazı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ….; davanın ……… A.Ş.’ne yöneltilmesi gerektiğini, iki ayrı talebin dava edilmesinin usul ve yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini, üçüncü şahsın fiilini taahhüt iddiası ile açılan davanın tüketici mahkemesinde görülmesinin mümkün olmadığını, terditli dava şeklinde de açılmasının hatalı olduğunu belirterek, davanın husumet, yetki, görev, zamanaşımı yönünden ve esastan reddini talep etmiştir.
Davalı …Ş. de davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; ………aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalı şirketler ……… ve …… aleyhine davanın kabulü ile davacı site yönetiminin 40 adet PSTN (………) ve …… (………) hattı aboneliği nedeniyle 2013 yılı ekim ayı ile 2014 mayıs ayları arasında davalı şirketlere 32.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davacı, davalılardan …… ………… Ltd.Şti. ve ……… A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) HMK 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması zorunludur.
Dava; ……… ve ……… aboneliği kullanım bedeline ilişkin olup uyuşmazlığın çözümünün, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği ve konusunda uzman bilirkişinin görüşünün alınmasının gerekli olduğu açıktır.
Somut olayda, mahkemece; görüşüne başvurulan bilirkişi bankacılık işlemleri/hesap uzmanı olup, ……… ve ……… aboneliği ile ilgili uzmanlıklarının bulunduğu hususunda dosya içerisinde bir bilgiye de rastlanılamamıştır. Hükme esas alınan raporları düzenleyen bilirkişilerin dava konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığı anlaşıldığından, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece, dava dosyası önceki bilirkişiler dışında, ……… ve ……… aboneliği kullanım hesabı konusunda uzman ve ehil olan mühendis ve telekomünikasyon ve/veya bilişim uzmanı bilirkişilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişilerden davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği bedel hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, tarafların bilirkişi raporuna yaptığı itirazların da değerlendirildiği bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle temyiz eden tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.