Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/981 E. 2018/11215 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/981
KARAR NO : 2018/11215
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkiline ait olan … İli … İlçesi Narsuyu Köyü 103 ada 31 parselde kayıtlı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında sehven davalı üzerine yazıldığını, halbuki söz konusu taşınmazı yıllardır müvekkilinin tasarrufu ve zilyetliğinde olduğunu ,söz konusu taşınmazın … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/246 esas sayılı dosyasında kamulaştırma davasına konu olduğunu bu nedenle davalıya haksız şekilde kamulaştırma bedeli ödendiği belirtilerek ,taşınmazın tapu kaydının iptalini ve davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir. 30.01.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/246 Esas sayılı dosyasında tespit edilen kamulaştırma bedelinin, keşiften sonra belirlenecek bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacının davasını kabul etmediğini, davacının kullandığını iddia ettiği kısmın kendisine ait 103 ada 31 parselde kayıtlı taşınmazda herhangi bir parçasının bulunmadığını bu nedenle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 29.856,60 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
Temyize konu uyuşmazlık,davacının uzun yıllar tasarruf ve zilyetliğinde olduğunu iddia ettiği taşınmazın ,kadastro tespiti sırasında davalı adına kayıt edilen … İli … İlçesi …Köyü 103 ada 31 parselde kayıtlı taşınmazının sınırları içerisinde kalıp kalmadığı ve dava konusu taşınmazın kamulaştırılması ile davacıya haksız şekilde kamulaştırma bedeli ödenip ödendiği noktasında toplanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu 31 parsel sayılı taşınmazın tamamının davalı adına kayıtlı olduğu, taşınmaz hakkında … tarafından kamulaştırma kararı alındığı, bu kapsamda kamulaştırma işleminin tamamlandığı,… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/246 esas sayılı kamulaştırma dosyası kapsamında davalıya ait 2.926.90 m2 lik alanın tapu kaydının iptali ile taşınmaz bedeli olmak üzere 10.087.18 TL ödendiği görülmektedir.
Somut olayda; mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının tasarruf ve zilyetliğinde olup olmadığı, bu taşınmazın davalı adına kayıtlı 31 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde kalıp kalmadığı hususunu tespit etmek için taşınmaz başında 08/05/2015 tarihinde keşif yapılmıştır. Mahkemece, her ne kadar keşif esnasında mahalli bilirkişiler ve tarafların bizzat yer göstermek suretiyle taşınmaza ilişkin çelişkisiz beyanlarda bulundukları hususu kararda belirtilmiş ise de; keşif tutanağında mahalli bilirkişi beyanlarına yer verilmemiştir. Bu hali ile hükme esas alınan keşif, yöntemince yapılmamış olup,yöntemince yapılmayan bu keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
O halde, mahkemece; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve tespit bilirkişileri katılımı ile yeniden keşif yapılmalı , keşif sırasında mahalli bilirkişi ve tanıklardan ,taşınmaz bölümlerinin kim tarafından, hangi tarihten beri ne şekilde kullanıldığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıkların beyanları keşif zaptına geçirilmelidir.
Bu itibarla, mahkemece; davacının, dava konusu taşınmazı kullanıp kullanmadığı, taşınmazın davacının tasarrufunda olup olmadığı araştırılarak, davacıya ait olup olmadığının yapılacak keşif ve toplanacak deliller ile tereddüte mahal vermeyecek şekilde araştırılması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.