Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/9786 E. 2018/13042 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9786
KARAR NO : 2018/13042
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile aralarında 25.08.2008 tarihinde adi yazılı sözleşme yaptıklarını, sözleşmeyle davalının 91/2400 oranında hissedar olduğu arsa üzerinde yapılan kooperatiften hissesine karşılık alacağı dairelerden bir tanesini satın aldığını, karşılığında 125.000 TL ödediğini, binanın imara aykırı şekilde inşaa edildiğinden ve arsadaki mülkiyet sorunlarından tapunun devredilemediğini, 2008 yılının 9.ayından itibaren dava konusu taşınmazı kullandığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 250.000 TL maddi ……ın dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava konusu sitenin kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yapıldığını, dava konusu taşınmazın davacıya satıldıktan sonra arsa üzerine İmar Kanununun 18. maddesinin uygulandığını, bu nedenle davacıya münferit tapu verilemediğini, imara aykırı bir durumun olmadığını, dava konusu taşınmazın değerinin 120.000-125.000 TL arasında olduğunu, davacı taşınmazdan faydalandığından faiz talep hakkı bulunmadığını beyan ederek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 220.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, harici (geçersiz) satış sözleşmesi gereğince ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir
Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı için TMK’nun 706, TBK’nun 237. (BK.’nun 213), Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz …… kurallarına göre geri isteyebilir.
Sebepsiz ……den söz edilebilmesi için,bir taraf ………leşirken diğerinin fakirleşmesi, …… ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve ……nin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Sebepsiz ……; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz …… bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz ………leşen, aleyhine ………leştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve …… zamanının tespit edilmesi gerekir.
Somut olayda; harici satım sözleşmesine konu taşınmazın halen davacının zilyetliğinde bulunduğu tüm dosya kapsamı ile sabit olup davalının da kabulündedir. Bu durumda 10/07/1940 günlü ve 2/7 sayılı İBK uyarınca; BK 81 (TBK 97) maddesinin uygulama yeri bulacaktır. 10/07/1940 gün ve 2/7 sayılı……… kararına göre, geçersiz taşınmaz satışında verilen satış bedeline alıcı faiz, taşınmazın kullanılmasından dolayı da satıcı ecrimisil veya kira bedeli isteyemez. Davaya konu taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğuna göre, her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlüdürler. Taşınmaz dava tarihi itibariyle davacının zilyetliğinde ve tasarrufunda bulunduğuna göre zilyetlik devam ettiği sürece faize hükmedilmeyeceği, taşınmazın iade anından itibaren faize hükmedileceği hususu gözardı edilerek harici sözleşmedeki bedelin uyarlanması sonucu hükmedilen bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ve “……in takdir yetkisi kapsamında” kalmadığından, hükmün HUMK.’nun 438/7.maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 1. bendindeki “dava tarihinden itibaren” ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine “taşınmazın iadesi tarihinden itibaren” ifadesi yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.