Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/9781 E. 2018/12969 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9781
KARAR NO : 2018/12969
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalının 657 sayılı Kanun hükümleri kapsamında çalıştığını, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında, davalıya taban ve kıdem aylıkları dahil edilerek ikramiye ödemeleri yapıldığını, fazla ödemelerin Sayıştay Başkanlığı tarafından yapılan denetimler sonucu ortaya çıktığı ve kamu zararının oluştuğunun Sayıştay Başkanlığının farklı ilamları ile tespit edildiğini, 2008 yılında 1.149,96 TL, 2009 yılında 1.255,36 TL ve 2010 yılında 1.347,25 TL olmak üzere toplam 3.752,57 TL fazladan ikramiye ödemesinin iadesi amacıyla davalıya tebliğ yapıldığını fakat davalı tarafından ödeme yapılmadığı belirterek faizi ile birlikte toplamda 4.127,84 TL ‘nin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, öncelikle davanın idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davacı idarenin tespit edilen kamu zararını maaşından doğrudan kesinti yaparak tazmin etmeye çalıştığını, bu işleme karşı … 12. İdare Mahkemesinin 2014/2199 esas sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını, mahkemece işlemin iptaline karar verildiği, davacının fazladan ödendiği iddia olunan kısmın iadesini açtığı bu dava ile talep ettiğini, Sayıştay ilamının kesinleşmesinden söz edilemeyeceğini, kaldı ki iadede Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 60 günlük süresinin aranacağını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacı … tarafından kamu gücüne dayalı resen ve tek taraflı olarak tesis edilen işlemlerin idari nitelik taşıması karşısında iş bu davanın İdari Yargıda görülüp çözüme ulaştırılması gerektiği gerekçesiyle yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine ve davacının İdari Yargıda dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, davalıya yapıldığı tespit edilen fazla ödemelerin iadesi talebine yönelik olarak açılan alacak davasında hangi yargı yolunun görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.
2577 Sayılı İdare Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır. Bu hükme göre, idari davalar; idari işlemler hakkında açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan ibarettir.
Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin kamu zararının belirlenmesi başlıklı 6.maddesinin (ğ) bendinde, mevzuatta öngörülmediği halde ödeme yapılması durumunun kamu zararı olarak nitelendirdiği, yine aynı Yönetmeliğin kamu zararlarından doğan alacakların tahsil şekilleri başlıklı 12.maddesinde kamu zararlarının, rızaen ve sulh yolu, Borçlar Kanunu hükümlerine göre takas yapılmak ve 2004 sayılı Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle tahsil edileceğinin yer aldığı görülmektedir.Somut olayda, alacak talebinin hukuki temelini Türk Borçlar Kanunu’nun 77 ve devamı maddelerinde yer alan sebepsiz zenginleşmenin oluşturduğu, taraflar arasında idari yargı denetimine tabi idari bir işlemin bulunmadığı açıktır.Hal böyle olunca mahkemece, talebin sebepsiz zenginleşmenin iadesi niteliğinde olduğu göz önüne alınıp, işin esasına girilerek, hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’ un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.