Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/9390 E. 2017/6032 K. 26.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9390
KARAR NO : 2017/6032
KARAR TARİHİ : 26.04.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne,karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin davalı …Ş. nin mülkiyetinde olan… ilçesi ..Mahallesinde bulunan Kuruçeşme Parkının bir bölümündeki….n 2430 m2 lik alanını, 09/01/2012 tarihli kira sözleşmesi ile içkisiz restoran, kafeterya ve kafe faaliyetinde bulunmak üzere aylık 92.000,00 TL + KDV kira bedeli ile kiraladığını, kira sözleşmesinin imzalanmasından sonra kiralananı kullanım amacına uygun hale getirmek için proje hazırlığına başladığını, yapılacak yapılandırma onarım ve tadilatlar için resmi makamlar nezdinde yapmış olduğu girişimler neticesinde, kiralananda herhangi bir yapılandırma onarım ve tadilat yapılmasına izin verilemeyeceğini öğrendiğini, davalının taşınmazın tapu kaydındaki kamulaştırma alanlarının terkinine ilişkin başvuruları ihale öncesinde yapmadığını, kiralananın kira sözleşmesinde amaçlanan kullanıma elverişli durumda teslim edilmediğini belirterek kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 23/07/2012 tarihi olarak değiştirilmesine, kira sözleşmesinin imzalandığı 09/01/2012 tarihinden yeni tapunun alındığı 23/07/2012 tarihine kadar kira borçlarının bulunmadığının tespitine, bu taleplerinin kabulü mümkün olmadığı takdirde 09/01/2012 – 23/07/2012 tarihleri arasındaki kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili cevap dilekçesinde, davacının taşınmazı sözleşmede belirtilen süre içerisinde teslim almadığını, ihale öncesi durumlar nedeniyle edimlerin yerine getirilemediğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, sözleşmenin 12. maddesi hükümlerine göre bildirimde bulunulmaması nedeniyle davanın reddi gerekeceğini belirtmiş, karşı dava dilekçesinde de; davacı/karşı davalı kiracı şirketin ödemediği kira
bedellerinden bakiye 729.711,37-TL ve kira sözleşmesinin 5.2-c maddesine göre bu miktarlar için tahakkuk ettirilen %25 cezai şart bedeli 182.427,84-TL olmak üzere toplam 912.139,21 TL nin temerrüt tarihlerinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan faiz oranında işlemiş ve işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl dava yönünden sözleşmenin 09.01.2012 tarihinden 23.07.2012 tarihine kadar geçen sürede davacının kira borcu olmadığının tespitine, karşı davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamından, taraf vekillerince imzalı 24.07.2015 tarihli dilekçe ile; tarafların temyiz incelemesi devam ederken sulh olduklarını ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 315.maddesi gereği temyiz incelenmesinin devamında herhangi bir menfaatlerinin kalmadığını, sulhe göre dava hakkında karar verilmesini, bu nedenle de dosyanın yerel mahkemesine iadesini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Davaya son veren taraf işlemi olarak sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre karar verir. Bu yasal düzenleme karşısında, Mahkemece tarafların talepleri doğrultusunda sulhe göre bir karar verilmesi zorunludur.
Bu itibarla, Mahkemece anılan sulh sözleşmesinin üzerinde durularak, taraflarca düzenlendiği kanaatine varıldığında, tarafların sulh sözleşmesi ile belirledikleri karşılıklı edimler hüküm altına alınmak suretiyle sulh sözleşmesi doğrultusunda karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.