Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/936 E. 2018/11124 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/936
KARAR NO : 2018/11124
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı tarafından kendilerine karşı açılan alacak davasının yapılan yargılaması neticesinde … 1.İş Mahkemesinin vermiş olduğu 2011/1147 E. sayılı davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 06.03.2012 tarihinde kesinleştiğini, söz konusu davada hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davalıya fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıya fazladan ödenen 7.497,44 TL idare zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunmuş, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 23.07.2014 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile, 6.075,47 TL ‘nin dava tarihi olan 12.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, karar süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, davalıya yapılan fazla ve yersiz ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’ nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK’nın 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir.
Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; daha evvel yargılaması yapılıp Yargıtay denetiminden de geçmek suretiyle kesinleşmiş olan alacak davasında verilen karara dayanak olan bilirkişi raporuna atıf yapılmakla yetinildiği, söz konusu davanın konusu olan toplu iş sözleşmeleri ve protokol hükümleri değerlendirilmeksizin ve fazla ödeme yapıldığı iddia edilen döneme ilişkin ücret bordroları ve fazla ödemeye ilişkin kayıt ve belgelerin dosya arasında yer almadığı belirtildiği halde sadece davacı tarafça dava ekinde ibraz edilmiş olan yevmiye fark ücreti tahsilat bordrosuna dayanarak rapor düzenlendiği, taraflarca da itiraz edilen raporun bu haliyle içerik itibariyle yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece; öncelikle dava konusu döneme ilişkin davalıya ait maaş bordroları ile fazla ödemeye ilişkin kayıt ve belgelerin dosya arasına temini sağlanarak davaya konu döneme ilişkin toplu iş sözleşmeleri ve protokol hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılmak suretiyle, davalıya yapıldığı iddia edilen yersiz ödeme miktarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde hesaplanması hususunda önceki bilirkişi dışında konusunda uzman bilirkişiden tarafların önceki rapora itirazlarını da karşılar şekilde taraf ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.Başkan