Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/9029 E. 2019/5368 K. 12.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9029
KARAR NO : 2019/5368
KARAR TARİHİ : 12.06.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile aralarında satış vaadi sözleşmesi yapılacağı hususunda adi yazılı sözleşme yapıldığını, sözleşmeden kaçınılması halinde ödenmesi amacıyla 400.000,00 TL teminat senedinin (bono) düzenlendiğini, verilen bono bedelinin ödenmesi için aleyhinde 05.09.2014 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takibin hukuki dayanağının bulunmadığını, senedin sebepten mücerret olmadığını belirterek Aydın 3. İcra Müdürlüğünün 2014/23864 sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitini telep etmiştir.
Davalı, davacı ile aralarında hisse satışı konusunda anlaşma bulunduğunu, davacının payına düşen taşınmaz için 400.000.00 TL’nin tarafından ödendiğini, davacı tarafından vaadin yerine getirilmediğini, hisse satışı sebebi ile düzenlenen senette teminat ibaresi olmadığını, bu konuda takip dosyalarının bulunduğunu, bu nedenle icra takibi yapıldığını, davacının iddiasının senedin geçerliliğini etkilemediğini, senede karşı senetle ispat yükümlülüğünün davacıda bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 15/12/2012 tanzim tarihli 01/06/2013 vade tarihli 400.000,00 TL bedelli keşidecisi … alacaklısı lehtarı … olan ve Aydın 3. İcra Müdürlüğünün 2014/23864 sayılı takip dosyasına konu bu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, ayrıca davacı tarafça dava değerinin 400.000,00 TL üzerinden gösterdiği ve fakat bu konuda herhangi bir harç yatırılmadığı gerekçesiyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş, karar süresi içinde davacı ve davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, konusu parayla değerlendirilebilen değeri 400.000,00 TL olan davada nisbi harç yerine maktu harç yatırılmasından kaynaklanmaktadır.
492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 15. maddesine göre yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır. Aynı Yasa’nın 28/1. maddesinin a bendinde karar ve ilâm harcının dörtte birinin peşin geri kalanın kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödeneceği hükmü yer almakta olup yine aynı Kanunu’nun 32. maddesinde yargı harçları ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı emredici hükmü konulmuştur.
Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanunu’nun 30 ve 33. maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya takip eden celseye kadar eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise HMK’ nın 150. (HUMK.’nun 409.) maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına, HMK’ nın 150/5. maddesi gereğince üç ay içinde yenilenmeyen davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmelidir.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde, 400.000,00 TL’lik senetten borçlu olmadığının tespitini talep etmiş ne var ki yargılama sırasında nisbi harç yerine maktu harç yatırmıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülmese dahi re’sen gözetilmesi gereken harç hususu dikkate alınarak davacıya dava dilekçesinde talep ettiği tutar üzerinden noksan harcı yatırması için bir sonraki duruşmaya kadar süre verilmesi, noksan harçlar tamamlanmadıkça müteakip işlemler yapılamayacağından, şayet noksan harç ikmâl edilirse işin esası incelenip hüküm kurulması, harcın tamamlanmaması durumunda 30. maddenin son cümlesi uyarınca işlem yapılması gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak Harçlar Yasası’nın 32. maddesine aykırı biçimde yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde harcın ikmal edilmeyerek ve bu gerekçe ile davacı lehine maktu vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’ un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.