Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/9005 E. 2019/5355 K. 12.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/9005
KARAR NO : 2019/5355
KARAR TARİHİ : 12.06.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile aralarında 01/05/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin bulunduğunu, bu kira sözleşmesi gereğince davalı kiracının ödemesi gereken kira borçlarını ödemediğini, davalının hakkında girişilen icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu belirtmiş, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taşınmazın el birliği mülkiyetine tabi olması halinde tahliye ve alacak talebinin ancak tüm paydaşlar tarafından istenebileceği, paylı mülkiyete tabi olması halinde ise alacağa yönelik olarak her bir paydaşın ayrı ayrı dava hakkı olmakla birlikte tahliye isteminin ancak pay ve paydaş çoğunluğunca yapılabileceği, ancak açılan davada bu şartın gerçekleştirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Dava, kira bedeli alacağı nedeniyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının kira ilişkisinden kaynaklanan talebinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi görevi 6100 Sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esasının incelenmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.