Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/8990 E. 2019/3139 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8990
KARAR NO : 2019/3139
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 09.04.2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. …. geldi. Karşı taraf davalı vekili Av. …. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, taraflar arasındaki 30.07.2010 tarihli kira sözleşmesinin, 7. maddesi uyarınca davalı-kiracı tarafından 16.230 USD teminat bedelinin ödediğini, teminat bedelinin, kira bedeli, masraf vergi iadeleri, onarım veya sair bilumum tehlikelerden dolayı yapacağı mahsuplardan sonra iade edilmek kaydıyla faizsiz olarak alındığını, hal böyle olmasına rağmen kira ilişkisinin sona erdiği tarih itibari ile 16.406,69 TL kira borcu olan davalı-kiracının hem 20.418 USD teminat bedelini eksiksiz ödemiş gibi hem de hiç kira borcu yokmuş gibi …. İcra Müdürlüğü’nün 2014/21515 E. sayılı dosyası ile 20.418 USD üzerinden ilamsız icra yolu ile takibe geçtiğini, takip tarihi itibari ile Türk Lirası Karşılığı 34.737,069 TL olan 16.230 USD teminat bedelinden, 16.406,69 TL mevcut kira borcu mahsup edilerek elde edilen gerçek borç miktarı 18.330,779 TL’nin faiz ve ferileri birlikte toplam 21.478,95 TL olarak 15.08.2014 tarihinde icra müdürlüğü hesabına ödendiğini belirterek icra dosyasında 30.129,03 TL’lik bedel açısından borçlu bulunmadığının tespiti, kötüniyetle icra takibine geçen davalı aleyhinde haksız talep edilen bedelin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, teminat bedelinin taşınmazın usulsüz kullanımından kaynaklanan zararların teminatı olarak verildiğinden davacının kira bedeli alacağı talebi var ise bunu ayrı bir dava ile ileri sürmesi gerektiğini, icra takibinin sözleşmedeki miktar üzerinden başlatılmış olup neticesinde sehven fazla talep edilen kısımdan feragat edilerek bu miktarın davacıya iade edildiğini, kendilerinin 16.406,69 USD ödeme yaptığını kabul ettiğini, bu hususta taraflar arasında bir husumet olmadığını, davacı yanca ödenen fazladan 4.188,00 USD’nin 11.09.2014 tarihli talep dilekçesi ile icra dosyasında davacı yan tarafından yapılan fazla ödemeden feragat edildiğini ve faiz ve masraflarıyla beraber dosya üzerinde bırakıldığını belirterek, davacının kötüniyetli olması sebebiyle en az %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine ve %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Davalı tarafından 05.08.2014 tarihinde başlatılan icra takibi ile 01.08.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanılarak 20.418 USD depozito bedelinin tahsili talep etmiş, ancak talebinin 16.230 USD’ye düşürmüştür. Davacı ise Temmuz ayı kira bedelinin ödenmediğini belirterek Temmuz ayı kira bedeli yönünden menfi tespit talebinde bulunmuştur. Mahkemece, depozitonun iade edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında Temmuz ayı kira bedelinin ödenip ödenmediği üzerinde durulmadığı görülmektedir. Bu durumda Temmuz ayı kira bedelinin ödenip ödenmediği üzerinde durularak ve davacının itirazlarını da giderecek şekilde, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-)Bozma kapsamına göre davacının sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.