Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/8562 E. 2019/4813 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8562
KARAR NO : 2019/4813
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile imzalanan kira sözleşmesi ile duş konteynerının davalıya kiraya verildiğini, anlaşma uyarınca davalı tarafından her ayın yedisinde konteyner kira bedelinin yatırılması gerektiğini, kira bedellerine ilişkin 11/11/2011 tarihinde 11.210,00 TL bedelli, 07/12/2011 tarihli 11.210,00TL bedelli faturaların kesildiğini, kiralanan konteynerların davalı şirket tarafından satın alınması hususunda anlaşmaya varılması ile 07/12/2011 tarihinde 43903 nolu 18.880,00 TL tutarındaki satış bedeline ilişkin faturanın davalıya gönderildiğini, bu sebeple Aralık ayı kirasına ilişkin faturanın iptal edildiğini, ancak davalının satış bedeline ilişkin fatura bedelini 28/12/2011 tarihinde ödediğini, bu sebeple satış bedelinin hesabına geçtiği güne kadar konteynerın kullanılması sebebi ile iptal edilen Aralık ayı kira bedeli alacağının doğduğunu, davalı tarafından iki aylık kira bedeli olan 22.420,00 TL fatura karşılığının ödenmediğini, bu amaçla … İcra Müdürlüğünün 2013/4 esas sayılı dosyası ile yaptıkları icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, takibin durduğunu, anlatılan nedenlerle itirazın iptaline ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile 07.10.2011 tarihinde duş konternerının kiralandığının doğru olduğunu, davacı ile pazarlık yapılarak duş konteynerının satın alındığını, buna ilişkin davacı tarafça 07.12.2011 tarihinde 043903 numaralı 18.880,00 TL tutarlı fatura gönderdiğini, bu andan itibaren kira ilişkisinin sonlandığını, davacı tarafçada kira bedeline ilişkin düzenlenen 07.12.2011 tarihli faturanın iptal edildiğini, davacının, 11.11.2011 tarihli fatura ile 11.210,00 TL ve satış bedeline ilişkin 18.880,00 TL alacağının doğduğunu; davacıya 23.496,00 ve 10.283,00 TL’ lik havalelerle borcun ödendiğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne Körfez İcra Müdürlüğünün 2013/4 Esas sayılı dosyasında davalının 22.420,00 TL asıl alacağa yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
6100 sayılı HMK’ nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK’ nın 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Taraflar arasında sözlü kira sözleşmesi olduğu, kira bedellerine ilişkin davacı tarafından 11.11.2011 tarihli 11.210,00 TL bedelli ve 07.12.2011 tarihli 11.210,00 TL bedelli faturaların düzenlendiği, taraflar arasında kiraya konu duş konteynerının satımına ilişkin anlaşmanın sağlanması ile 07.12.2011 tarihli 18.880,00 TL satış faturasının tanzim edildiği ve aynı tarihli kira faturasının iptal edildiği hususlarında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı satıma ilişkin faturanın 28.12.2011 tarihinde ödendiğini, bu tarihe kadar konteynerın kullanıldığını, bu nedenle de 31.12.2012 tarihinde yapmış olduğu icra takibinde Kasım ve Aralık ayı kira bedellerini talep etmiştir. Davalı ise, 28.11.2011 tarihinde 23.496,00 TL; 13.01.2012 tarihinde ise 10.283,00 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek borcunun kalmadığını ileri sürmüştür.
Somut olayda mahkemece davacının alacağının belirlenmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafından 11.11.2011 tarihli 11.200,00 TL bedelli ve 07.12.2011 tarihli 18.880,00 TL bedelli faturaların düzenlendiğini, dava dosyasına sunulan bilgilerden Ekim ayı borç toplamının 4.616,00 TL olduğu tarafların bu konuda anlaştığı,davalının ise 28.12.2011 tarihinde 23.496,00 TL ödeme yaparak 4.616,40 TL Ekim ayı borç kalanı ile 18.880,00 TL satış bedelini ödediği, 13.01.2012 tarihinde 10.283,00 TL ödeme yaparak da 11.11.2011 tarihli 11.210,00 TL kira faturasını 927,00 TL eksik ödediği, davalının Kasım ayı kira faturası ile satış faturasını geç ödemesi nedeni ile davacının faiziyle birlikte 4.467,00 TL alacağının oluştuğu tespit edilmiş, davalı tarafından faiz ve eksik ödediği tespit edilen kısım yönünden rapora itiraz edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece her ne kadar gerekçeli kararında bilirkişi raporunun hükme esas alındığını belirtmiş ise de, davalı tarafından Kasım ve Aralık ayı kira dönemlerine ilişkin ödemelerin yapılmadığı belirtilerek davacının 22.420,00 TL alacağının bulunduğuna hükmedilmiş, gerekçeli kararda bilirkişi raporundaki görüşten ayrılma ve davalının 13.01.2012 tarihli 10.283,00 TL’lik ödemesinin dikkate alınmama gerekçelerine yer verilmemiştir.
Bilirkişi raporu kural olarak hakimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder. Bilirkişi raporunu yetersiz bulan mahkeme hakiminin aynı bilirkişilerden ek rapor ya da yeni bir bilirkişiden rapor almaksızın, bilirkişi raporuna neden itibar edilmediği belirtilmeden ve hükmedilen sonuca nasıl varıldığı konusunda herhangi bir açıklama yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2- Bozma nedenine göre, sair hususların bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı HMK’ ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’un 428.maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair hususların incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.