Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/8501 E. 2019/4443 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8501
KARAR NO : 2019/4443
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; adına kayıtlı olan … plaka numaralı aracı aylık belli bir bedel karşılığı kiraya verdiğini, daha sonra tesadüfen bahse konu aracın davalı tarafından başka firmaya ve akabinde başka kişilere kiraya verildiğini ve nihayetinde aracın çalındığını öğrendiğini, olayla ilgili şikayette bulunduğunu, uğradığı zararın giderilmesi amacı ile davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı; davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, dava konusu araç kiralama protokolü ile ilgisinin bulunmadığını, adi nitelikteki kira sözleşmesinin … isimli kişi ile yapıldığını, sözleşmenin tarafı olmadığından kendisi aleyhine dava açılamayacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının kendisine ait aracını 23/03/2014 tarihli protokol ile dava dışı … ‘a kiraladığı, …’un davalı şirketin yetkilisi olmadığı gibi ortağı da olmadığı gerekçesiyle, davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; araç kiralama sözleşmesine dayalı olarak açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1- Davacı; davalı ile aralarında kira ilişkisi olduğunu belirterek, kira konusu aracın çalınması nedeniyle uğradığı zararın giderimini talep ettiğinden, iddianın ileri sürülüş şekli nedeniyle uyuşmazlığın öncelikle görev yönünden ele alınması gerekmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup (HMK m. 1) dava şartı olarak da kabul edildiğinden (HMK m.114/1-c) mahkemelerce re’sen nazara alınır (HMK m. 115).
Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (HMK m.115/1). Bu düzenlemelere göre, mahkeme, görevli olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da (mahkemenin görevli olmadığı yönündeki) dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Mahkeme, gerek re’sen yapacağı inceleme sonucunda gerek tarafların (mahkemenin görevli olmadığı yönündeki) dava şartı noksanlığını ileri sürmesi üzerine, görevsiz olduğu kanaatine varırsa, görevsizlik kararı verir (HMK m.1; m.114/1-c; m. 115/1; m. 20).
HMK’nun 4/1-a maddesi uyarınca; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı kira sözleşmesine dayanmakta olup, davalının kira ilişkisini inkarı karşısında, mahkemece davanın çözümünde öncelikle taraflar arasında kira ilişkisi bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiği, bu haliyle ihtilafın kira hukuku çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Yukarıda yazılı yasal hükümler çerçevesinde dosya ele alındığında, dava tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Bu itibarla; mahkemece, kendiliğinden bu hususta inceleme yapılarak görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’ un 428. maddesi gereğince re’sen BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK. nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.