Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/8435 E. 2019/4558 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8435
KARAR NO : 2019/4558
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile davaya konu daireye ilişkin 01.04.2014 başlangıç tarihli aylık 475 TL bedelli kira sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmenin 27 Martta imzalandığını ancak aradan henüz 24 saat bile geçmeden sözleşmeyi feshettiğini davalıya bildirdiğini, 28 mart günü anahtarı, davalının oğlu dava dışı … ‘a teslim ettiğini, buna rağmen davalının feshe yanaşmayarak … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibe itiraz etmiş ise de icra hukuk mahkemesince itirazının kaldırıldığını ve kira sözleşmesinin 1 yıllık tutarı olan 5.700,00 TL’yi ödemeye mecbur edildiğini ileri sürerek, … İcra Müdürlüğü’nün 2014/2185 E. sayılı dosyası nedeniyle borcunun bulunmadığının tespiti ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; taraflar arasında 27.03.2014 tarihinde imzalanan kira sözleşmesi olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından kısa bir süre sonra kiracının kiralamaktan vazgeçtiğini sözlü olarak bildirdiğini, kira süresinin 27.03.2015 tarihinde dolacak olması, kira ilişkisinin devam etmesi ve davacının kira bedelini ödememesi nedeni ile İnegöl 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/2185 E. sayılı dosyası ile takip başlattığını, sözleşmeye göre kira başlangıç tarihinin 01.04.2014 olup, sözleşmenin 20. maddesine göre kira bedelinin sözleşme tarihinden itibaren 5 gün içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, buna göre ilk ayın kira bedelinin 01.04.2014 tarihinde ödenmesi gerektiğini, takip tarihinin 11.04.2014 olduğu, kira bedelinin muaccel hale geldiğini, ayrıca davacı tarafın anahtarı teslim ettiğini yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, davacının sözleşmeden tek taraflı dönülebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davaya konu kira sözleşmesinin 01/04/2014 tarihinde düzenlendiği, kiracı tarafından kira sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiği, davalı tarafın 11/04/2014 tarihinde davacı tarafa karşı icra takibine geçtiği, kira sözleşmesinin 19. maddesinde bulunan, davalı tarafın bildirmiş olduğu “bir kira ödenmediği takdirde gelecek kiralar muacceliyet kesbeder, gelecek kiraların tahsiline gidilir” şeklindeki düzenlemenin Türk Borçlar Kanunun 346. Maddesine göre geçersiz olduğu, davalı tarafın kira sözleşmesinden 10 gün sonra İcra takibine geçtiği, taşınmazın bilirkişi raporu doğrultusunda 15. Gün içerisinde kiraya verilebileceği birlikte değerlendirildiğinde davacının dava konusu taşınmazda 1 aylık kira borcunun olduğu kanaatine varılarak davacı tarafından İnegöl 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/2185 E. sayılı takip dosyasında, davacı tarafından dosyada tahsil edilen 7.583,67 TL’den 1 aylık kira bedeli olan 475,00 TL düşüldükten sonra kalan 7.108,67 TL borçlu olmadığının tespiti ile 7.108,67-TL alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Kural olarak; kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Kiracı yasal tahliye ve anahtar teslimi gerçekleşinceye dek kira parasını ödemekle yükümlüdür. Kiralananın anahtarının usulüne uygun şekilde kiraya verene teslim edildiğini yazılı delillerle kanıtlama yükümlülüğü davacı/kiracıya aittir. Anahtar teslim edilmediği sürece kiralananın kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda; davacı/kiracı anahtar teslimini yazılı delille kanıtlayamamıştır. Ancak dosya kapsamından dava konusu kiralananın 01.10.2014 tarihinde dava dışı bir şahsa yeniden kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre bu tarih (01.10.2014); kiralananın, kiraya veren davalının hakimiyetine geçtiği tahliye tarihi olarak kabul edilmeli ve davacının bu tarihe kadar olan kira bedelinden sorumluluğunun devam ettiği kabul edilmelidir.
O halde mahkemece; yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak yapılacak yargılama neticesinde varılacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.