Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/8415 E. 2019/4566 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8415
KARAR NO : 2019/4566
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı kiracının 01/01/2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesine konu tüp deposunun kira bedellerini ödemediğini, hakkında girişilen icra takibine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu belirtmiş, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, kiralananın kira sözleşmesinin üçüncü kişiye devredilmiş olması nedeniyle herhangi bir kira borcunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, yargılamaya hakim olan ilkeleri düzenlemekle Kanunun 26/1 maddesi taleple bağlılık kuralını getirmektedir. Buna göre; hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Somut olayda; dosya kapsamında yer alan … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklının takibe konu ettiği miktarın 6.867,71 TL olduğu anlaşılmakla, mahkemece, yukarıda ifade edilen yasa hükümleri gözetilmeden talep aşılmak suretiyle 7.271,64 TL üzerinden takibin devamına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-) 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 818 Sayılı Borçlar Kanunu ile 6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış, bu Kanunlardaki kira ilişkisinden kaynaklanan ihtilaflara ilişkin düzenlemeler, Kanunun dördüncü bölümünde sıralanmıştır. Kiralanan yerin gayri musakkaf vasıfta olması halinde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen genel hükümlere tabi yerlere ilişkin kira sözleşmesi hükümleri, kiralanan yerin musakkaf vasıfta olması halinde ise aynı kanunun 339. ve devamı maddelerinde düzenlenen konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine ilişkin kanun maddeleri uygulanacaktır.
Türk Borçlar Kanun’unun adi kiraya ilişkin 327. maddesi “Açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer. Taraflar, bu durumda, açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisini sürdürürlerse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür.” düzenlemesi, Türk Borçlar Kanun’unun 347. maddesinde ise “Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Dosya kapsamından kiralananın adi kiraya veya çatılı işyeri kirasına tabi olup olmadığı tespit edilememektedir. Uygulanacak yasa hükmünün tespit edilebilmesi için taşınmazın üstün vasfının belirlenmesi gerekir. Mahkemece, gerekirse mahallinde keşif yapılmak suretiyle taşınmazın hakim unsuru da gözetilerek mevcut vasfı tespit edilip, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine ya da genel hükümlerine tabi olup olmadığı belirlendikten sonra, konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine tabi olması halinde sözleşme sonunda birer yıllık uzama dönemi başlayacağından uzama dönemlerine ilişkin kira bedelinin ayrıca belirlenmesi hususunda varsa taraflar arasındaki anlaşmalar da değerlendirilmek ve ödenen kira bedellerinin tespit edilen toplam borçtan düşülmek suretiyle bakiye borcun hesaplanması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile davacı talebi aşılacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.