Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/8349 E. 2019/4803 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8349
KARAR NO : 2019/4803
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, 16/12/2006 tarihinden beri işletmekte olduğu mobilya atölyesine kendisinin şehir dışında olduğu bir gün davalı tarafından müdahale edildiğini, davalının atölyeye yerleşerek atölyeyi ve atölyede bulunan mobilyaları kullanmaya başladığını belirtmiş, atölyenin davalı tarafından herhangi bir yetkiye dayanmaksızın haksız olarak kullanımına ilişkin bedel, işgal edilen atölyede yer alan eşya bedeli ile birlikte çalışılmadan geçen süreye ilişkin kâr kaybı bedeli olan 7.500 TLnin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı, daha sonra dosyaya sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda davasını ıslah ederek, iş yerinin teslimine, 10.877,22 TL ecrimisil bedelinin ve 2.500 TL el konulan eşya bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi sunmamış ancak bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde atölyenin kullanımının taraflar arasındaki 28/02/2008 tarihli sözleşmeye dayandığını, haksız bir işgalin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ecrimisil bedeline ilişkin talebin kabulüne, atölyede bulunan ve davalı tarafından el konulduğu iddia edilen eşya bedeline ilişkin talebin ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davacının, iş yerinin teslimi talebine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı dava dilekçesinde atölyenin davalı tarafından herhangi bir yetkiye dayanmaksızın haksız olarak kullanımına ilişkin bedel, işgal edilen atölyede yer alan eşya bedeli ile birlikte çalışılmadan geçen süreye ilişkin kâr kaybı bedeli olan 7.500 TLnin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 09/07/2015 havale tarihli ıslah
dilekçesi ile iş yerinin teslimine, 10.877,22 TL ecrimisil bedelinin ve 2.500 TL el konulan eşya bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece ecrimisil bedeline ilişkin talebin kabulüne, atölyede bulunan ve davalı tarafından el konulduğu iddia edilen eşya bedeline ilişkin talebin ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, ancak iş yerinin iadesi talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında karar vermesi gerekir. Bu halde hakkında karar verilmemiş olan talep, zımnen reddedilmiş sayılmaz. Mahkemece, davacının iş yerinin teslimi talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
3-) Davacının, davalı tarafından el konulduğu iddia edilen eşyalar yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen 6098 sayılı TBK’nun 74. Maddesinde (BK m. 53) “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmü yer almaktadır. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Ceza Mahkemesince verilen mahkumiyet ve suçun sanık tarafından işlenmediğine dair aklama kararları ile eylemin hukuka aykırılığını ve nedensellik bağını saptayan maddi olgular hukuk hâkimini bağlar. Ceza Mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın maddi nedensellik bağını tespit eden kesinleşmiş hükmünün, hukuk hâkimini bağlamasına 6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi engel değildir.
Somut olayda, ceza dosyasında, davalının davacıya ait eşyaları satıp parasını sahiplenmek şeklindeki eylemi neticesinde hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla hırsızlık suçunu işlediği sabit görülmüş ve davalı hakkında bu suç nedeniyle verilen ceza kesinleşmiştir. Mahkemece, talep edilen eşya bedelinin de davalıdan tazminine karar verilmesi gerekirken, davalının davacıya ait eşyaları sattığına ilişkin dosyada herhangi bir delil olmadığı ve bu nedenle ispatlanamadığı gerekçesiyle eşya bedeline ilişkin talebin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 22/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.