Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/8010 E. 2019/4357 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/8010
KARAR NO : 2019/4357
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; müvekkiline ait taşınmazın davalı şirkete kiralanmasına yönelik 01/01/2012 tarihli 4 yıllık kira sözleşmesi imzalandığını, başlangıç tarihinde aylık kira bedelinin 5.000,00 TL + KDV olduğunu, ilk yıl kira bedelini bu şekilde ödendiğini, sonraki yıllarda ise davalı kiracı tarafından TÜFE oranında artış yapılarak ödeme yapılmaya devam edildiğini, 2015 yılı Ocak ve Şubat ayı kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin kira kontratına bağlı olarak kira dönemleri ve hususi şartlara bakılmaksızın banka havaleleri ile ödeme yaptığını, kira sözleşmesine ilişkin uzman kişilerden yardım aldıklarında mükerrer fatura düzenlendiğini fark ettiklerini, sözleşmeye göre artışın kira kontratı bitiminde yapılacağını, davacıya ödemeler dikkate alındığında herhangibir borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; kira sözleşmesinin hususi şartlar kısmının 6. maddesine göre kira bedelinde sözleşme sona erince sonraki yıllar için TÜFE oranında artırım yapılması kararlaştırıldığı, kira süresinin bitim tarihinin 31/12/2015 olduğu, bu itibarla icra takibine konu edilen “2015 yılı Ocak ve Şubat” aylarına ilişkin kira alacağı ve ferileri yönünden kira sözleşmesinin bitim tarihinden önceki tarihlere ilişkin olduğundan artırımın yerinde olmadığı, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan yazılı kira sözleşmesi tarafları bağladığı, davalı kiracının ihtirazı kayıt ileri sürmeden kendince artırım yaparak kira bedeli ödemesi ve bunu teamül haline getirmesinin de sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle icra takibine konu aylara ilişkin kira borcu da bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava; kira bedellerinin tahsiline için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında 01/01/2012 başlangıç tarihli 4 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığı, aylık kira bedelinin 5000 TL + KDV olarak belirlendiği, kira artışına yönelik 6. madde de ise; “ kontrat bitiminde kira rayiç bedeline TÜFE oranında artış yapılacağının” kabul edildiği, bu hükme rağmen sözleşmenin devamı süresince davalı kiracı tarafından her yıl artış yapılarak kira bedelinin ödendiği, daha sonra davacı tarafından 2015 Ocak ve Şubat ayı kirasına ilişkin icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takibe artış hükmünün kira müddeti bitiminde olacağı ve fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek itiraz ettiği görülmektedir.
Kira sözleşmelerinde teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödeme geçerlidir. Kiracı tarafından sözleşmede yazılı artış hükmünün bilinmesine rağmen ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin artış yaparak kirayı ödemeye devam ettiği takdirde kira bedelinin indirilmesine yönelik haklarından halin icaplarına göre feragat etmiş sayılabilir. Sözleşmede açıkça kira bedelinin kontratın bitiminden itibaren geçerli olduğunu kabul eden kiracının kira müddeti içerisinde yaptığı bu ödeme şeklinin teamül haline geldiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; taraflar arasındaki kira sözleşmesi kapsamında davalı kiracı tarafından takibe konu dönem öncesine kadar artış yapılarak kira bedellerinin ödendiği belirlenmekle, artış şekli davalı kiracı tarafından benimsendiğinden takibe konu dönem öncesi son yıla ait kira bedeli dikkate alınarak davacının talep edebileceği alacak miktarının tespit edilmesinin ardından oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.