Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/7994 E. 2019/4449 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7994
KARAR NO : 2019/4449
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında 01.02.2011 başlangıç tarihli 1600 TL bedelli kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmedeki artış şartı doğrultusunda en az 1800 TL kira bedeli ödemesi gerekirken 400 TL ödeme yaptığını ve bu nedenle aradaki fark olan 1400 TL kira bedeli için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının takibe itirazda bulunduğunu, borca konu kira alacaklarının ödenmediğini belirterek davalının itirazının iptaline ve aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; aralarında 400 TL bedelli kira sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafça iddia edilen sözleşmeyi kabul etmediğini 400 TL bedelli sözleşme noterce onaylandığından adi yazılı sözleşmeden üstün olduğunu, yapılan ödemelerin bu güne kadar itiraza uğramadığını belirtmiş, duruşmadaki beyanlarında ise yalnızca 2015 yılı Mart, Nisan ve Mayıs kiralarını davacıya gönderdiği halde kabul etmediğinden henüz ödemediğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davalının nitelikli itirazı sonucunda ispat yükünün davalıya geçtiği, davalı kiracının talep edilen miktar dikkate alınarak davacı kiralayana kira borcunu ödediğini yazılı belge ile ve yemin delili ile ispatlayamadığı, takip konusunun likit olmayıp hesaplanabilir bir alacak olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davacının temyiz itirazı bakımından; İcra İflas Kanunun 67. maddesindeki düzenlemeye göre davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi için davaya konu alacağın gerçek miktarının belli olması veya belirlenebilmesi için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir. Davacının talebi eksik ödenen aylık kira bedellerine ilişkin olmakla takip tarihi itibariyle davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacağın söz konusu olduğunun kabulü gerekir.O halde asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3. bendinde yer alan “Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE” ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine “Alacak üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.