Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/7911 E. 2019/4127 K. 06.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7911
KARAR NO : 2019/4127
KARAR TARİHİ : 06.05.2019

MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalının evinde yıllardır kiracı olarak ikamet ettiğini, ancak 2013 Haziran – 2015 Mart tarihleri arasındaki kira borçlarını ödemediğini, aylık 250,00TL olan kira borcunun söz konusu tarihler arasındaki toplam miktarının 5.500,00 TL olduğunu, borcun ödenmesi için 30/03/2015 tarihinde ihtarname gönderdiğini, ancak hiçbir sonuç alamadığını, toplam borcun tahsili amacıyla borçluya karşı ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu …’ın borca ve faize itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı süresi içinde davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında sözleşme ve tahliye konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, kira başlangıç tarihinden itibaren ödemelerin elden yapıldığı, davalının ödeme savunmasını tanık anlatımlarıyla kanıtladığı, süresinde tanık listesi sunulmamış ise de ödeme olgusunu ispatlayacak başkaca delili bulunmadığı, yıllık kira bedeli uyarınca tanıkla ispatı mümkün olduğundan davalının tanıklarının dinlenebileceği, tahliye sonrası aya ait kira bedelinin de takibe konu edildiği, ödenmeyen 3 yıllık kira bedelinin icra takibine kadar süren zaman zarfında ileri sürülmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça davalının kira bedellerini ödemediği gerekçesiyle davalı hakkında icra takibi başlatılmış, davalı ise icra takibine itirazında ve yargılama esnasındaki beyanlarında kira borcunu ödediği yönündeki savunmasıyla kira borcu bulunmadığından davanın reddini istemiştir. Bu durumda uyuşmazlık, davalının takibe konu edilen kira borcunu ödeyip ödemediği noktasındadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Basit Yargılama Usulünü düzenleyen 6. kısmında “delillerin ikamesi” başlığı altında yer alan 318. maddesine göre “ Taraflar dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorundadır.” Yine aynı kısımda “iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı” başlığı altında yer alan 319. maddesi ne göre “İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar.” Taraflar dilekçelerinde bildirdikleri delilleri ile bağlı olup dilekçeler aşaması sonrasında iddia ve savunmalarını genişletemezler.
HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Yine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Davacının talep ettiği yıllık kira miktarı HMK’nın 200. maddesi uyarınca belirlenecek senetle ispat sınırının üzerinde ise davacı kira bedelini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Yazılı delille kanıtlanmadığı takdirde ise davalının kabulünde olan miktar esas alınmalıdır. Yine davalı da aynı koşullar altında yıllık kira bedelinin senetle ispat sınırının üzerinde olması durumunda kira borcunun ödendiğini yazılı belge ile ispat etmelidir.
Somut olayda, taraflar arasında 20.07.2012 başlangıç tarihli aylık 250 TL bedelli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi yapılmıştır. Davacı kira sözleşmesi ile iddiasını yazılı olarak ispatlamıştır. Sözleşme davalının da kabulündedir. Yıllık kira bedeli senetle ispat sınırının üzerinde olduğu gibi HMK’nın senede karşı tanıkla ispat yasağını düzenleyen 201. maddesine göre de senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Kira sözleşmesinde kira bedelinin elden ödeneceğinin kararlaştırılması ödeme belgesi alınmaması sonucunu doğurmayacaktır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ve savunmanın genişletilmesi yasağı dikkate alınarak buna göre değerlendirme yapılması gerekirken mahkemece davalı tanıklarının beyanlarına dayanarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.