Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/7791 E. 2019/4569 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7791
KARAR NO : 2019/4569
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, taraflar arasındaki uzun süreli araç kiralama sözleşmesinden kaynaklı kira bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle davalı kiracı hakkında girişilen icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, icra takibine konu edilen faturaların kendilerine takip öncesi tebliğ edilmediğini, bu nedenle fatura içeriklerini kabul etmediklerini, hizmet alınan süre boyunca tüm kira bedellerinin ödenmiş olduğunu beyanla davanın reddini dilemiştir.
Dava, taşınır kira sözleşmelerinden kaynaklanan kiralık araçların kira bedelleri, gecikme faizleri, km aşım bedelleri, OGS yüklemeleri, araç iadesinden kaynaklı erken iade tazminatı, trafik cezaları vs. sebeplerle kesilen fatura alacaklarının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine karşı yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkemece, davacı şirkete ait ticari defter ve belgelerin süresinde sunulmamış olması nedeniyle davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Taraflar arasında 15/06/2010 başlangıç tarihli araç kiralama sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. Maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça,
iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu nedenle, kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer.
Somut olayda, Mahkemece, davacı tarafa şirketin ticari defter ve belgelerini belirlenen gün ve saatte Mahkeme kaleminde hazır etmesi gerektiği, hazır edilmediği takdirde bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiş, belirlenen gün ve saatte ticari defter ve belgelerin sunulmamış olması nedeniyle dosyada yer alan mevcut bilgi ve belgeler değerlendirilmek üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda alacak ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafından talep edilen alacak kalemlerinden kira bedeline ilişkin kısmın ödendiği hususunun ispat yükü davalı kiracıda olduğundan buna ilişkin belgelerin ve gerekirse defterlerin HMK nın 218. maddesi uyarınca yerinde incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alınarak tespit edilecek alacağa hükmedilmesi gerekirken, davanın tümden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.