Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/7667 E. 2019/3630 K. 24.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7667
KARAR NO : 2019/3630
KARAR TARİHİ : 24.04.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 21/02/2012 tarihinde, davalı … Belediyesine ait olan davaya konu tarlayı açık arttırma yolu ile yapılan ihale ile, yıllık 7.500,00 TL bedelle, 31/12/2013 tarihine kadar kiralandığını, Belediye ile; “Kiraya verilecek tarlalara ait kira ihale şartnamesi” imzaladığını, ancak taşınmazın ihale şartnamesinde tarla olarak belirtilmesine rağmen, tapuda arsa vasıflı olması nedeniyle devlet tarafından verilen destek ve teşvikleri (gübre desteği, mazot desteği, hububat ürünleri desteği…gibi) alamadığını, bu nedenle de zarara uğradığını ileri sürerek, 2012 ve 2013 yılları için almaktan yoksun kaldığı teşvik ve primler toplamı olan 9.034,985 TL zararın ihtarname tarihi olan 11/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının kiraladığı söz konusu tarlanın gerek şartnamesinde ve gerekse ilanında Tarım İl Müdürlüğünden mazot, gübre ve ürün desteği alabileceğine dair bir hükmün olmadığını ve davacıya böyle bir vaadde de bulunulmadığını, davaya konu tarlanın kira ihalesine katılan bütün vatandaşlara, destekleme alamayacakları hususunun bildirildiğini, taşınmazın, arsa olarak gözükse de tarla olarak kullanıldığını, davanın söz konusu tarlanın ekilip dikilmemesinden kaynaklanan bir dava olmayıp, davacının 3. şahıs konumundaki Tarım İl Müdürlüğü aracılığı ile alamadığı desteklerin Belediyeden talep etmesine ilişkin olduğunu, Belediyenin bu desteklemeye ilişkin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; Türk Borçlar Kanunu’nun 301. Maddesine göre kiralayanın kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlü olduğu, sözleşmede taşınmazın tarla vasıflı olduğunun belirtildiği, tapu kayıtlarına göre tarla vasıflı olmadığı, sözleşmeyi tarla vasfı ile yapan davalının taşınmazın tarla vasıflı olmaması nedeni ile davacının yoksun kaldığı destekleme bedelini ödemesi gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesi ile taleple bağlı kalınarak, 9.034,99 TL’nin 15/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.

Somut olayda; davalı Belediye adına kayıtlı olan davaya konu taşınmaz açık arttırma yolu ile yapılan ihale sonucu 25.01.2012 tarihli encümen kararı ile davacıya kiraya verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan “Kiraya verilecek tarlalara ait kira ihale şartnamesi” başlıklı sözleşmede taşınmazın; …. Mahallesi, …. Mevkii, 9 no.lu 68.495 m2 “tarla” olduğu belirtilmiş olmasına rağmen gerçekte tapu kaydında “arsa” vasıflı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı da; tarla olarak kullanmak üzere kiraladığı taşınmaz için, tapuda arsa vasıflı olması nedeniyle Devletten destek alamadığını, böylece zarara uğradığını ileri sürerek, alamadığı iş bu desteklerin davalı Belediyeden tazmini talep etmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 301. Maddesine göre; kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür.
Somut olayda davacı; davaya konu taşınmazı tarla olarak kullanmak üzere kiralamıştır. Davacı; dava dilekçesinde ve yargılama sırasındaki beyanlarında taşınmazı tarla olarak kullanamadığını bir başka deyişle kiralananın sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli halde olmadığını ileri sürmemiş, mahkemece yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporunda da; gerek dava konusu taşınmazda gerekse etraf taşınmazlarda keşif esnasında tarım yapılmak üzere toprak işlemesinin yapılmış olduğu, taşınmazın uzun yıllardır sürüm ve ekim yapıldığının toprak yapısından anlaşıldığı, sulama yapmak amacıyla su kuyularının açıldığının tespit edildiği belirtilmiş, böylece kiralananın Türk Borçlar Kanunu’nun 301. maddesine belirtildiği şekilde sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim edildiği anlaşılmaktadır.
Bunun yanında davaya konu olan, taraflar arasında imzalanan “Kiraya verilecek tarlalara ait kira ihale şartnamesi” başlıklı sözleşmede de davalı tarafça, davacıya devlet desteği alması konusunda herhangi bir yükümlülük yüklenmediği de anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; yukarıda anlatılanlar göz önünde bulundurularak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.04.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.