Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/7533 E. 2019/3707 K. 24.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7533
KARAR NO : 2019/3707
KARAR TARİHİ : 24.04.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, dava dilekçesinde özetle ;2010 yılının Haziran ayında yapılan, … merkezi yolcu servisi ihalesini taşıma gelirinin %65 ‘ini ortaklığa ödemek taahhüdü ile davalı … firmasının kazandığını ve ortaklık ile davalı-borçlu arasında 05/07/2010 tarihinde sözleşme imzalanmak suretiyle davalının hizmete başladığını, davalı firmanın 2011 yılının Kasım ve Aralık ayları ile 2012 Ocak, Şubat, Mart ayları kira ve komisyon bedellerini yapılan sözlü ve yazılı uyarılara rağmen ödememesi üzerine, sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, davalının 2011 Kasım ila 2012 Temmuz ayları arası ödemekle yükümlü olduğu 8 aylık kira ve komisyon bedelini ödemediğini belirterek 32.255,45 TL asıl alacak ile 5.140,82 TL işlemiş faiz toplamı 37.396,27 TL’nin davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Dava başlangıçta Asliye Hukuk mahkemesinde açılmış, … Asliye Hukuk Mahkemesince Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ve karar temyiz edilmeksizin kesinleşerek dosya Asliye ticaret mahkemesine gönderilmiştir. Dosya görevsizlik kararı sonrası kendisine gönderilen … Asliye Ticaret Mahkemesince de Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilerek bu karar da temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ve dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında “Yolcu Taşıması İçin Araç ve Şoför kiralama” başlıklı 05/07/2010 tarihli sözleşme imzalanmış olup, sözleşmenin iş tanımı başlıklı 4. maddesinde davacının uçaklarıyla seyahat eden müşterilerin dört faklı güzergaha 25’er kişilik 2 adet minübüs ile günde iki sefer halinde ulaşımlarının sağlanması için şoförlü araç

kiralanmasının sözleşme konusu olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda sözleşmenin sürücülü araç hizmeti alımına dair bir sözleşme olduğu, bir kira sözleşmesi olmadığı, hizmet alımına ilişkin bir sözleşme olduğu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. Maddesi dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olmadığı anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK m.114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK m.115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler.
HMK’nın 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup, bu hükme göre “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında istisna öngörülerek “Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” ifadesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. TTK m.5 uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Tüm bu açıklamalar ışığında davanın tarafları tacir olup uyuşmazlık, şoförlü araç hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakla TTK’nın 4. Ve 5. maddeleri gereğince ticari dava niteliği taşıdığı ve asliye ticaret mahkemelerinin görevli olacağı gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiş ve bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.