Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/7490 E. 2019/3597 K. 18.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7490
KARAR NO : 2019/3597
KARAR TARİHİ : 18.04.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; taraflar arasında akdedilen 08.02.2011 tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile … Barınağının kiralandığını, davalı kooperatifin kira borcunu düzenli ve zamanında ödemediği gerekçesi ile 19.04.2013 tarihinden itibaren sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, kira sözleşmesinin 11. maddesinde; sözleşmenin, sözleşmeye aykırılıktan dolayı feshedilmesi halinde son bir yıllık kira bedelinin tazminat olarak ödenmesine, taşınmaz idareye teslim edilmezse de geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1 oranında ceza ödeneceği kararlaştırıldığından davalı kooperatiften 23.900,14 TL tazminat, ceza olarak cari yıl kira bedelinin %1 oranı olan 37.762 TL (bu miktardan kira bedeli olarak ödediği 2.922 TL indirilerek) olmak üzere toplam 59.639,84 TL nin fesih tarihinden itibaren 6183 sayılı yasanın 51. maddesinde belirtilen gecikme zammı ile birlikte davalı taraftan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif; aşırı yağış ve deniz hareketleri nedeniyle kullanılamaz hale gelen barınak için masraf yaptıklarını, bu nedenle kira bedellerini zamanında ödeyemediklerini, kiraya veren davacıya borçlarının bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, asıl alacak 10.999,96 TL ve gecikme zammı 651,74 TL olmak üzere hesaplanan toplam 11.651,70 TL kira alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Davacı kurum tarafından …. Mahallesi Su Ürünleri Kooperatifi aleyhine dava açılıp davalı kooperatifin kanuni temsilcileri olarak Yönetim Kurulu Başkanı … ile Yönetim Kurulu Üyesi … gösterildiği halde mahkemece gerekçeli kararın karar başlığında, davalı olarak kooperatif yerine sadece … ve … gösterilmiş ise de; kira sözleşmesinin kooperatif adına imzalandığı ve davanın kooperatif aleyhine açıldığı dosya kapsamından da anlaşıldığından, gerekçeli kararda davalı olarak … Yalı Mahallesi Su Ürünleri Kooperatifinin yazılmamasının maddi hataya dayalı ve mahallinde düzeltilebilecek nitelikte olduğu anlaşılmakla bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

2) Davacı hazine ile davalı kooperatif arasında düzenlenen 08.02.2011 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi ile balıkçı barınağı vasfındaki taşınmazın kiraya verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 11. maddesinde; kiracının fesih talebinde bulunması, kira dönemi sona ermeden faaliyetini durdurması, kiralananı amacı dışında kullanması, taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işletme ruhsatının her ne sebeple olursa olsun iptal edilmesi hallerinde kira sözleşmesi, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanun’unun 62 nci maddesine göre tebligat yapmaya gerek kalmaksızın idarece feshedilerek, kesin teminatın gelir kaydedileceği ve cari yıl kira bedelinin tazminat olarak tahsil edileceği, sözleşmenin 14. maddesinde ise; kira süresinin sona ermesi veya sözleşmesinin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse, geçen her gün için, cari yıl kira bedelinin yüzde biri oranında cezanın ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davalı idare, 19.04.2013 tarihi itibariyle sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiş, taşınmaz 03.12.2013 tarihinde davacı tarafından tahliye edilmiştir.
Medeni hukuk yargılamasına hâkim olan ilkelerden biri de taleple bağlılık ilkesidir. Bu ilke, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde açıkça ifade edilmiştir. Buna göre; hâkim, tarafların talepleri ile bağlıdır. Kanunlarda gösterilen sınırlı sayıdaki istisnalar bir kenara bırakılacak olursa, talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez. Fakat, hâkimin duruma göre talep sonucundan daha azına karar vermesinin önünde engel yoktur.
Taleple bağlılık ilkesi, talep edilmeyene karar vermeme, talep edilenden fazlasına karar vermeme ve talep edilenden farklı bir şeye karar vermeme biçimlerinde mahkeme kararının sınırlarını belirler şekilde karşımıza çıkmaktadır. Mahkemece dava dilekçesine bakılarak tespit edilecek bu sınırlar, talep edilen hukuki sonuçtur.
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde, sadece kira sözleşmesinin 11. maddesine dayanarak tazminat ve taşınmazın idareye teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 14. maddesinde belirtilen cari yıl kira bedelinin %1’i oranında cezaya karar verilmesini talep ettiği halde, mahkemece kurulan hükümde, talepten farklı olarak, kira alacağının tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece; taleple bağlılık kuralına aykırı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3) Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.