Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/7190 E. 2019/3256 K. 11.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/7190
KARAR NO : 2019/3256
KARAR TARİHİ : 11.04.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalı arasında yapılan kira sözleşmesi kapsamında taşınmazın 2 yıl süre ile 23/05/2013 tarihinden itibaren kiralanmasının kararlaştırıldığını, kira sözleşmesinin 22/05/2015 tarihinde sona erdiğini, kira sözleşmesi sona ermesine rağmen kiralanan yerin davalı tarafından teslim edilmediğini ve 14/08/2015 tarihinde kadar işgal edildiğini, sözleşme bitiminde teslim olunmaması nedeni ile kira sözleşmesinin 17. Maddesinin 1. fıkrasında kararlaştırılan ” kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse her gün için cari yıl kira bedelinin % 1 oranında ceza itirazız olarak ödenir” hükmü uyarınca sözleşmesiz geçen ve davalının kullanımında bulunan 85 takvim günü için hesaplanan 15.300,00 TL’nin davalıdan tahsili 03/09/2015 tarih ve 5491 sayılı yazı ile talep olunduğunu, yapılan yazılı bildirimi davalının 3.653,30 TL olarak kısmen kabul ettiğini ve ödediğini, fakat bakiye 11.646,70 TL’yi ödemediğini, bu nedenlerle 11.646,70 TL tutarındaki alacağın 23/05/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili; 14/08/2015 tarihi itibariyle şubenin yer tesliminin yapıldığını, talep edilen cezai şart bedelinin TBK 346. Maddeye aykırı olduğunu, sözleşmenin sona erme tarihi olan 22.05.2015 tarihi ile mecurun teslim tarihi olan 14/08/2015 tarihleri arası ödenmemiş olan kira bedelinin üfe oranında yeniden değerledirilerek 3.653,30 TL ödendiğini, davacı kurumun başkaca bir alacağının kalmadığını, 11.646,70 TL için dava açılmasının haksız olup usul ve yasaya da aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkemece; sözleşmenin 17. maddesine göre taşınmazın geç tahliyesi nedeniyle alacak talep etmekte ise de 17. maddede yazılı husus incelendiğinde bunun niteliği itibariyle bir cezai şart olduğu, 6098 sayılı yasanının 346. Maddesi gereği davalının kira bedelinden daha fazla bir bedel ödemesine neden olacak sözleşme hükmünün uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği,
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçmişe etkili olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı kanunun görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı, faize ilişkin 88’nci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Kiracıyı koruma amacıyla getirilen TBK.nun 346.maddesindeki bu yasal düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2.maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53.maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanunun’da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354’ncü maddelerinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.
Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında 23/05/2013 tarihli iki yıllık kira sözleşmesi imzalandığı, 17. maddesinde, “kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmaz idareye teslim edilmezse her gün için cari yıl kira bedelinin % 1 oranında ceza itirazız olarak ödenir.” hükmü getirildiği, söz konusu maddenin TBK. 346. maddesine göre kiracının Türk Ticaret Kanunun’da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında erteli olması nedeniyle sözleşme serbestisi kapsamında geçerli olduğu görülmektedir.
O halde; mahkemece taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin 17. maddesi gereği dava konusu taşınmazın teslim edilmemesi nedeniyle cezai şartın geçerli olduğu dikkate alınarak davacının talep edebileceği miktara hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.