Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/6999 E. 2018/13271 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6999
KARAR NO : 2018/13271
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki …… tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, davalılar ile dava dışı …… Ltd. Şti. Arasında düzenlenen 15.03.2012 başlangıç tarihli …… sözleşmesi kapsamında …… bedellerine karşılık olarak davacılar tarafından davalılara ……lar verildiğini, ancak …… sözleşmesinin haklı nedenle feshine rağmen 55.000TL bedelli ……… dayalı olarak davalılar tarafından icra takibi başlatıldığını, davalılara …… borcu olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, ……ların …… sözleşmesinde bahsedilmediğini, dava konusu ……nun davalılara verilen borca karşılık verildiğini, takibin kambiyo senedine dayanması nedeniyle ispat yükünün aksini iddia eden davacılara düştüğünü ve taraflar arasında …… anlaşması yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, ……… ……ün icra tehdidi ile yapılmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile takip nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. .
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 314 ve 315. maddelerine göre; Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir, sulh; ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
Taraflar arasında imzalanan ve imza inkarı olmayan 14.04.2014 tarihli …… incelenmesinde; davaya konu icra takip dosyası yönünden davacıların davadan feragat edeceği ve davanın konusu olmayan diğer ……ların davalılara iade edileceği konusunda tarafların anlaştığı ve davalıların dava konusu olmayan ……ları davacılara iade ettiği, davacıların açmış olduğu menfi tespit davasından feragat ettiği, tarafların birbirini ibra ettiği beyan edilmiştir. Davacılar vekili duruşma beyanlarında bu …… icra tehdidi ile düzenlendiğini ileri sürmüştür. Bu durumda, mahkemece taraflar arasında imzalanan protokole karşı davacıların imza inkarında bulunmadığı ve bu …… iptal edilmediği sürece geçerli olduğu dikkate alınarak bu protokol hükümleri değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, …… icra tehdidi ile imzalandığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.