Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/6402 E. 2019/2883 K. 03.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6402
KARAR NO : 2019/2883
KARAR TARİHİ : 03.04.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı ile akdetmiş olduğu İş Makinası Kira Sözleşmesi ile “Tuna CP60 marka 2010 model beton pompa ve zürafil mekanik dağıtıcı bom 50 mt. Borulama sisteminin” üç aylık süre ile davalıya kiralanmış ve teslim edilmiş olduğunu, ancak davalı tarafça makine zorlanarak birden çok kez arızalanmasına neden olunduğunu, bunun yanında kira bedellerinin de tam olarak ödenmediğini, bu nedenle kira alacağı için düzenledikleri faturanın tahsili amacıyla takip başlattıklarını, davalının itirazı ile takibin durduğunu iddia ederek, 8.417,00 TL kira alacağının, ihtar tarihi itibarıyla isleyecek ticari temerrüd faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacı ile kira sözleşmesi imzaladıklarını ancak davacı tarafın kendilerinden hiçbir alacağı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece Sulh Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne, 8.714,00 TL kira alacağının 18/12/2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.

Ticaret mahkemelerinin görevi 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde ” Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise aynı yasanın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmelidir. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Somut olayda; taraflar arasında uyuşmazlık konusu bulunmayan iş makinesi kira sözleşmesinin 7.2. maddesinde; “Kiracı kendisine kiralanan makinaları kiraya verenin SSK’lı operatörü dışında hiç bir kişiye kullandıramaz” düzenlemesi mevcuttur. Davacı işbu sözleşmeye dayanarak düzenlediği 15.09.2012 tarihli faturada ise alacağın dayanağını ” …. marka beton pompası kira bedeli” olarak göstermiş ve davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine de aleyhine bahsi geçen faturaya dayalı icra takibi başlatmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan sözleşmenin, şartlarını düzenleyen ilgili maddeleri göz önüne alındığında sözleşmenin şoförlü (operatörlü) araç kiralama hizmetine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava; hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır.
O halde Mahkemece, davanın taraflarının tacir olduğu gözetilerek uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek işin esasına girilip, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma kapsamına göre davalının sair temyiz itirazları bu aşamada incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.