Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/6265 E. 2019/1311 K. 19.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6265
KARAR NO : 2019/1311
KARAR TARİHİ : 19.02.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağı bulunduğunu, sözleşme gereğince fatura bedellerinin ve cari hesap alacağının davalı tarafından ödenmediğinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, borcun kaynağı ve dayanağı belli olmadığını, yapılan takibin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunarak davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında vinç kiralama sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, icra takibine ve davaya dayanak cari hesap alacağına dayalı olarak 18.08.2011 tarihinde davalı aleyhine başlattığı icra takibinde, ödenmeyen bakiye 14.862TL cari hesap alacağı ve 2.895TL faizin tahsilini talep etmiş, davalı süresinde yaptığı itirazında borcu bulunmadığını belirterek alacağa ve ferilerine itiraz etmiştir. Mahkemece, davacının ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından, davalının ticari defterleri üzerinde ise hukukçu ve mali müşavir bilirkişiler tarafından inceleme yapılarak rapor alınmış, davacı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen 11.11.2013 tarihli raporda; “davalı şirketin davacı şirkete 2010 yılı sonu itibariyle
7.862,87TL borçlu olduğu”, davacı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen 31.03.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda; “davacının davalıdan alacağının 6.864,87TL olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde rapor verilmesine rağmen, yetersiz gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporları davaya konu talepler yönünden Yargıtay denetimine uygun ve elverişli değildir. O halde Mahkemece, davalı tarafından keşide edilen 30.05.2010 tarihli çek aslının halen davacı elinde bulunduğundan ödenmediğine karine oluşturduğu dikkate alınarak bilirkişilerden tarafların ticari defterleri birlikte değerlendirilmek suretiyle bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine uygun ve elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. Madde hükmü gözetilerek hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK. nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.