Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/6082 E. 2019/2472 K. 21.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6082
KARAR NO : 2019/2472
KARAR TARİHİ : 21.03.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; asıl davada; davalı … ile imzaladıkları 07.01.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesine davalı …’in kefil olduğunu; davalı …’in, taşınmaza ihtiyacı kalmadığından bir yıllık süre sonunda taşınmazı tahliye edeceğini 13.09.2013 tarihli ihtarname ile bildirdiğini, ancak 08.10.2013 tarihinde tekrar ihtarname keşide ettiğini ve ihtarnamede taşınmazı 15.10.2013 tarihinde tahliye edeceğini bildirerek, belirttiği tarihte taşınmazı tahliye ettiğini; anahtarı kargo ile gönderdiğini; mecuru 2013 yılı aralık ayı başında başkasına kiraladığını; davalının kiralanana 10.410 TL zarar verdiğini tespit ettirdiğini ve jeotermal elektrik ile su faturalarını ödemediğini ileri sürerek; 2013 yılı Ekim-Kasım ayları kira bedeli, işlemiş faizi, maddi zararı, tespit dosyasında yapılan yargılama giderleri ile ödediği faturalar olmak üzere toplam 22,631,93 TL’den, davalılar tarafından verilen 4,000 Euro karşılığı 11,152,80 TL’nin mahsup edilerek bakiye 11,479,13 TL’nin tahsili için davalılar aleyhine icra takibi başlattığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; icra takibinin devamına ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; asıl davaya ilişkin olarak; davanın reddine ve %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiş; birleşen davada ise; depozitonun iade edilmemesi üzerine davalı aleyhine depozito bedeli ve onarıma izin verilmeyen arızalara ilişkin yaptırdığı tespit masraflarından, ödemeyi unuttuğu jeotermal ve su faturasını düşülerek 11.700,84 TL üzerinden başlattığı icra takibine, yapılan itirazın iptaline, icranın devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; asıl dava ve birleşen dava yönünden davanın ayrı ayrı kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı/birleşen davada davacının tüm, davacı/birleşen davada davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davacı/birleşen davada davalının makul süre kira tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Taraflar arasında imzalanan 07/01/2013 tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 9. maddesinde “Kiracı mecuru aktin bitiminde, bir yıllık sürenin sonunda tahliye etmek istediğinde durumu 3 ay evvelden Noterlik vasıtasıyla kiralayana bildirmek zorundadır. Aksi takdirde sözleşme kendiliğinden 1 yıl daha yenilenmiş sayılır.’’ düzenlemesi yer almaktadır. Tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan ihbar şartı geçerli olup tarafları bağlar. Davaya konu taşınmazın tahliye edildiğine dair tutanak bulunmamakla birlikte, kiralananın 15.10.2013 tarihinde tahliye edildiği her iki tarafın kabulündedir. Bu durumda, taşınmazın tahliye edildiği tarih 15.10.2013 tarihi olarak kabul edilmelidir. Kira sözleşmesinde kiralananın kira süresinin bitiminden önce tek taraflı bildirimde bulunmak suretiyle feshedilebileceğinin kararlaştırılması halinde, bu bildirimin sözleşmede belirlenen fesih süresine uygun olarak yapılması zorunludur. Kiracının bu ihbar şartına uymadan taşınmazı 15.10.2013 tarihinde tahliye ettiği anlaşılmaktadır. TBK’nun 325. maddesinde; “Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek , ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulunması halinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer. ” düzenlemesine yer verilmiştir. Davacı/birleşen dava davalısı, dava konusu taşınmazı 2013 yılı aralık ayı itibariyle başkasına kiraya verdiğini belirtmesi karşısında davalı/birleşen dava davacısı sözleşmeye uygun feshi ihbarda bulunmadığından erken tahliye nedeniyle Ekim ve Kasım ayı kira bedellerinden sorumludur. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm, bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı/birleşen davada davacının tüm, davacı/birleşen davada davalının sair temyiz taleplerinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı/birleşen dava davalısı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.