Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/5474 E. 2018/1154 K. 15.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5474
KARAR NO : 2018/1154
KARAR TARİHİ : 15.02.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 01.01.2010 tarihinden itibaren yıllık kira bedelinin 25.000 TL olarak tespitini istemiştir.
Davalı; yasal artış yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yıllık kiranın 24000 TL olarak tespitine karar verilmiş, verilen bu karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 11.11.2010 tarih, 16323E. – 18792 K. sayılı kararı ile “Mahkemece yapılacak iş, kiralananın niteliği gözetilerek tiyatro işletmeciliği alanında uzman olan bilirkişi de bulundurulmak suretiyle mahallinde bilirkişiler kuruluyla yeniden keşif yapıp, taraf emsalleri de incelenip somut ve bilimsel verilere dayalı denetime açık rapor temin edilip sonucuna göre yeni dönem kira parası hak ve nesafete uygun şekilde tespit edilmelidir. Bundan ayrı olarak ta; davada tespiti istenilen dönem hak ve nesafet dönemi olup, bilirkişinin, taşınmazın boş olarak serbest koşullarda getirebileceğini bildirdiği kira bedelinden hakimce uygun bir hak nesafet indirimi yapılarak kira parasının tespiti gerekirken, bilirkişi tarafından bildirilen miktardan indirim yapılmaksızın fahiş kira takdiri doğru görülmemiştir.“ gerekçesi ile bozularak mahkemesine gönderilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yargılama yapılmış ve yıllık kira bedelinin 18.000 TL olarak tespitine karar verilmiş, verilen bu karar Dairemizin 02.10.2012 tarih, 2012/17558 E. 20511 K sayılı kararı ile “Her ne kadar mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma kararının gereği yerine getirilmemiştir. Bilirkişi heyetinde, bozma kararı gereğince tiyatro işletmeciliğinden anlayan bir kişinin bilirkişi olarak seçilmesi gerektiği halde, akademisyen bilirkişi olarak görevlendirilmiştir. Diğer yandan, kira tespiti yapılırken, bilirkişilerin boş olarak taşınmazın getireceği kira bedelinden mahkemece
uygun hak ve nesafet indirimi yapılması gerekirken, bu usule de uyulmamıştır. Bozma kararına uyulmakla, lehine uyulan taraf yönünden usuli kazanılmış hak doğacağı için, artık mahkemece bozma kararı gereğince, yargılama yapıp karar verilmesi gerekecektir.
Öyle ise mahkemece yapılacak iş; Kiralananın niteliği gözetilerek tiyatro işletmeciliği alanında uzman olan bilirkişi de bulundurulmak suretiyle mahallinde bilirkişiler kuruluyla yeniden keşif yapılıp, taraf emsalleri de incelenip somut ve bilimsel verilere dayalı denetime açık rapor temin edilerek sonucuna göre yeni dönem kira parası hak ve nesafete uygun şekilde tespit etmek olmalıdır. Bundan ayrı olarak da; davada tespiti istenilen dönem hak ve nesafet dönemi olup, bilirkişinin, taşınmazın boş olarak serbest koşullarda getirebileceğini bildirdiği kira bedelinden hakimce uygun bir hak nesafet indirimi yapılarak kira parasının tespiti gerekirken, bilirkişi tarafından bildirilen miktardan indirim yapılmaksızın fahiş kira takdiri doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile bozularak mahkemesine gönderilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yargılama yapılmış ve yıllık kira bedelinin 25.000 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dairemizin bozma ilamı öncesinde mahkemece verilen ilk kararda yıllık kira bedelinin 24.000 TL olarak tespitine karar verilmiş, bu karar sadece davalı tarafça temyiz edilmiş, bozma ilamına mahkeme uyduktan sonra en son kararında ise yıllık kira bedelinin 25.000 TL olarak tespitine karar verilmiştir. İlk kararı sadece davalı temyiz etmişken son kararda ilk karardaki 24.000 TL’den fazla yeni hüküm kurulması yargılama ve temyizin temel ilkelerinden olan usuli kazanılmış hak kuralının çiğnenmesi mahiyetindedir.
04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Çünkü, müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğine göre bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak sonucu dairesinde hüküm kurulmalıdır.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Mahkemece, usuli kazanılmış hak kuralı bir yana bırakılarak temyiz eden davalı aleyhine olacak şekilde daha önce hükmedilen 24.000 TL’ den daha fazla şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Vergi ve harçlar yalnızca yasa ile konulur (ihdas edilir). Yine bir kişi ya da kurumun harçtan muaf olup olmayacağı, kişi ya da kurumlarca yapılan bir işlemin harçtan müstesna olup olmayacağı yalnız yasa ile düzenlenir. Harçlardan muafiyeti ya da istisnaları düzenleyen kanun, genel nitelikteki Harçlar Kanunu olabileceği gibi başkaca her hangi bir kanun da olabilir. Bir kişi ya da kurumun yargılama harçlarından muaf olabilmesi için muafiyeti düzenleyen yasada o kurumun “yargılama harçlarından muaf olduğu” açık ve net bir şekilde hüküm altına alınmalıdır. Vergi ve harçların yasallığı ilkesi bunu gerektirir.
5441 sayılı … Kuruluş Kanunu 14. maddesi uyarınca devlet tiyatorları her türlü harçtan muaftır. Mahkemece, davalı harçtan muaf olduğundan peşin harcın davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, bakiye ilam harcının harçtan muaf olan davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.