Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/4927 E. 2018/12855 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4927
KARAR NO : 2018/12855
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, taraflar arasında 15.02.2013 tarihli aylık 250 TL kira bedelli, kira artış oranı TEFE TÜFE oranında belirlenmiş 1 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, davalının 15.02.2013 tarihinden takip tarihi olan 26.01.2015 tarihine kadar hiçbir kira bedelini ödemediğini, icra takibine itirazda kira sözleşmesi ve imzasını inkâr etmediğini, itirazın iptalini ve %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı; taşınmazı 30.09.2013 tarihinde tahliye ettiğini, mecuru tahliye ettiğinin 08.10.2013 tarihli Malkara vergi dairesi müdürlüğü yoklama fişi ile sabit olduğunu, oturmadığı aylara ilişkin kira bedellerinin talep edildiğini, davanın reddini %20 den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Mahkemece; usulüne uygun anahtar teslimi yapılmadığı, istenen kira bedellerinin sözleşmedeki tutarlar ile uyumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı HMK’nın “Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlıklı 31/1. maddesi “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiş ve bunun hakimin görevi olduğu açıkça vurgulanmıştır. Maddede, hakimin maddi anlamda davayı sevk yetkisi düzenlenmektedir. Bu yetkisiyle hakim, olayın ve hukuki uyuşmazlığın olgusal ve hukuki boyutlarını gerekli olduğu ölçüde taraflara birlikte ele alabilecek, tarafların zamanında uyuşmazlığın çözümü için önemli vakıaların tamamı hakkında açıklama yapmalarını, özellikle ileri sürülen vakıalardaki eksiklikleri tamamlamalarını, delilleri ikame etmelerini ve gerekli talepleri ileri sürmelerini sağlayabilecektir.HMK’nın 194. maddesinde de somutlaştırma yüküne yer verilmiştir. Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Genel geçer ifadelerle, somut bir şekilde ortaya koymadan iddia veya savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda, yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi, vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi söz konusu olacaktır. Taraflar, haklarını dayandırdıkları hukuk kuralının aradığı koşul vakıalara uygun, somut vakıaları açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi, ilgili taraf için bir yüktür; bu yükü yerine getirmeyen sonuçlarına katlanacaktır.Somut olayda; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 15.02.2013 tarihli kira sözleşmesine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kiraya veren tarafından davalı kiracıya karşı ödenmeyen kira bedellerine ilişkin başlatılan icra takibinde ödenmeyen kira bedelleri toplamı 5750 TL’nin tahsilinin talep edildiği, dava dilekçesi ile de hangi aylara ilişkin ve aylık hangi miktardan icra takibi yapıldığı belirtilmeden dava açıldığı, mahkemece de davacının icra takibindeki ve dava dilekçesindeki talebi açıklattırılmadan istenenen kira bedellerinin sözleşmedeki tutarlar ile uyumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de icra takibinde ve dava dilekçesinde hangi aylar için ne kadarlık kira bedeli istendiği anlaşılamadığından, icra takibine girişilen dosyada talep edilen alacağın hangi döneme ait olduğuna ilişkin bilgi bulunmaması halinde açılmış olan itirazın iptali davasında bu hususun açıklığa kavuşturulması gerektiği hususu göz önüne alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.Mahkemece icra takibine konu edilen kira alacağının hangi aylara ilişkin olduğu hususu davacıya açıklattırıldıktan sonra, ilk kira yılını takip eden döneme ilişkin davacının kira artış talebi olduğunun anlaşılması halinde, kira sözleşmesindeki kira bedeline ilişkin artış oranı hesaplanırken 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesinde “Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir. Hükmü de dikkate alınarak kira artış oranı TBK 344. maddesinde belirtilen artış oranını geçmediği ölçüde sözleşmedeki artış oranına itibar edilerek aksi halde; TBK madde 344/1’deki bir önceki kira yılında üretici fiyat endekslerindeki artış oranını geçirmemek koşulu ile artış yapılmak suretiyle gerekirse konusunda uzman bilirkişi raporu alınarak kira bedeli denetime elverişli bir şekilde belirlenmeli ve bu şekilde hüküm kurulmalıdır. Bu sebeple hükmün bozulması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.