Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/4829 E. 2019/7 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4829
KARAR NO : 2019/7
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, taraflar arasında 20.01.2012 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira kontratının bulunduğunu, kiracı davalı işyerini kapatıp gitmiş ise de usulüne uygun anahtar teslimi yapılmadığından taşınmazın davacı tarafından yeniden kiraya verilemediğini, 20.07.2013 – 20.05.2014 tarihleri arasındaki kira alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kiralananın ekmek fabrikası olarak kiralandığını, ancak davacının bu işyerinin ruhsatının babası adına olduğunu gizlediğini ve diğer mirasçıların muvafakatini almadan kiraya vermesinden dolayı müvekkilinin burayı bir süre ruhsatsız olarak işletmek zorunda kaldığını, ruhsatsız ekmek üretmekten dolayı hakkında idari para cezası uygulandığını, taşınmazı bu nedenle tahliye ettiğini; 2013 yılı temmuz ayı kirasının Haziran ayında peşin ödendiğini, Eylül ve Ekim ayı kiraları için de 4.000 TL depozitonun mahsubunu davacıdan haricen istediğini belirtmiş; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 20.07.2013-20.01.2014 tarihleri arası dönem için kira alacağı bulunduğundan bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağına dayanan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında 20.01.2012 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı ve takip konusu aylara ilişkin aylık kira bedelinin 2.400 TL olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Geçerli olan bir kira sözleşmesi ya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile sona erer. Kiracı, kiralananı kullanımında bulundurduğu sürece kira bedeli ödemek ile yükümlüdür. Bununla birlikte kira bedelinin ödendiğini ve taşınmazın tahliye edildiğini ispat yükü kiracıya aittir.
Taraflar arasında geçerli kira sözleşmesi hükümlerinde; kiralanan tahliye edilmek istendiğinde 1 ay öncesinde ihtarname çekme şartı getirilmiş olup, bu şart yerine getirilmeksizin tahliye halinde tahliyenin hukuki işlem olduğu hususu da dikkate alındığında tarihinin kiracı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Tahliye tarihi kiracı tarafından kanıtlanmadığı takdirde kiraya verenin bildirmiş olduğu tarihin tahliye tarihi olarak esas alınması gerekir. Mahkemece, kiraya verenin taşınmazın tahliye edildiğini yargılama sırasında öğrenmiş olduğuna dair beyanlarını dikkate alarak, kira bedeli alacağının davacının talebi doğrultusunda takip tarihine kadarki kısım üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekirken; 20.01.2014 tarihine kadar tahakkuk etmiş kira bedelleri üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm, bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.