Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/4797 E. 2019/177 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4797
KARAR NO : 2019/177
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; asıl borçlu … ’dan alacağı olduğunu, asıl borçlunun borca batıkken taşınmazlarını eşi ve çocukları olan müdahillere muvazaalı olarak devrettiğini, açılan tasarrufun iptali davasının kabul edilmesi üzerine bu kararın infazı için … 1.İcra Müdürlüğünün 2014/36803 Esas sayılı dosyasından, tasarrufu iptal edilen intifa hakkını kiralamak sureti ile kullanmakta olan davalı kiracı şirket nezdindeki alacaklara haciz konulduğunu ve dosyaya yapılan ödeme ile aylık kiranın 3.500,00 TL ödenmekte olduğunu öğrendiğini ancak bu bedelin gerçek rayiç kira bedelini yansıtmadığını, aynı vasıftaki taşınmazlar için aylık kiranın 10 misli civarında olduğunu, kira sözleşmesinde gerçek aylık kira parasının düşük bedel gösterildiğini, İ.İ.K. 120/2 maddesi gereği kira tespit davaları açabilmeleri için kendilerine … 1.İcra Müdürlüğünün 2014/36803 Esas sayılı dosyası ile 27/08/2015 tarihinde yetki belgesi verildiğini belirterek dava konusu taşınmaza ait aylık kira bedelinin 25.000,00 TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; icra müdürlüğünün yetki belgesi veremeyeceğini bildirerek, yersiz olan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, kira tespit davasını kira sözleşmesinin taraflarının ve taşınmaz malikinin açabileceği bunun dışındakilerin iş bu davaya açmakta hukuki menfaati bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı, kiracı olan davalı şirketin muvazaalı olarak belirlenen düşük kira bedeli ödemekte olduğunu belirterek, icra müdürlüğünden aldığı yetki belgesine dayanarak kira bedelinin tespitini istemiştir.
Davalı …, davacıya borçlu bulunan … ’a ait taşınmazda kiracı olup, kira bedelinin alacaklıya ödenmek üzere haczedildiği anlaşılmaktadır. Alacaklı davacı lehine haczedilmiş alacağın, alacaklıyı sözleşmenin tarafı haline getirmesi mümkün değildir. Ancak kira bedelini, sözleşmenin tarafı yahut malikin talep etmesinin hukuksal nedeni, sözleşme nedeniyle alacak hakkının doğması yahut mülkiyet hakkı sonucu taşınmazın getirisini talep hakkı vermesidir. Kiracının kira borcunun, alacaklı davacının kendisine ödenmek üzere haczedilmiş olması durumunda kira bedelini talep hakkı doğduğuna göre alacağın yeni kira dönemindeki gerçek miktarını tespiti hakkının da varlığı kabul edilmelidir. Nitekim alacaklı alacağın miktarının tespitini İK.md.89/5 hükmüne göre icra mahkemesi marifetiyle sağlayabildiğine göre yeni dönemdeki kira bedelinin tespitini görevli Sulh Hukuk Mahkemesinden isteyebilmelidir. Bu durumda davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunduğunun kabulü ile işin esasının incelenerek sonucuna göre esasa dair bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- ) Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince de karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.