Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/4721 E. 2018/11927 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4721
KARAR NO : 2018/11927
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı kiracıların taşınmazı 05.07.2013 tarihinde tahliye ettiğini, taşınmazda hasar tespit ettiklerini, delil tespiti yapıldığını ileri sürerek, 7.838 TL hasar bedeli ve 522 TL tespit dosyası masrafının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; hasarsız olarak taşınmazı tahliye ettiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; tespit dosyası dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalıların hasar bedeline yönelik temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
Taraflar arasında 01.07.2003 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli, 01.04.2004 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmelerinin varlığı ve kiralanan taşınmazın tahliye edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
6098 Sayılı T.B.K.nun 316. (B.K.nun 256) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. (B.K.nun 266) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Ancak kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur.
Mahkemece delil tespiti raporu esas alınarak hüküm verildiği görülmüştür. Mahkemece taşınmazın tamir edildiği ve yeniden kiraya verildiği beyan edildiğinden keşif yapılmamıştır. Davalılar, tespit bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. İtiraza uğrayan delil tespiti bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir. Bu durumda Mahkemece, konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişilerden rapor alınarak, tespit raporu, fotoğraflar ve taşınmazın tamir edildiğine dair faturalar da incelenerek normal kullanımdan kaynaklı yıpranmalar dışında hor kullanma bedellerinin belirlenip yıpranma payı da düşülüp hor kullanma bedeline hükmedilmesi gerekirken itiraza uğrayan tespit raporu ile yetinilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabüle göre de delil tespiti dosyalarında yapılan (2013/72 D. İş ) tespit masrafları yargılama giderine eklenmesi gerekirken esas alacak miktarın eklenmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz taleblerinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.