Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/4497 E. 2018/12457 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4497
KARAR NO : 2018/12457
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Mahkemenin 26/02/2016 tarihli ek kararı ile temyiz talebinin reddine karar verilmiş olup, bu defa davalı tarafından ek kararın temyizi üzerine dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, tapu maliki olduğu istiridye mantar üretim yerini………Üretim Pazarlama Ltd.Şti’ne 05/04/2015 tarihli sözleşme ile 1+1 yıl süre ile aylık 4.000 TL ……… bedeli ile ………ladığını, davalı …’nin bu sözleşmede ………cı şirkete müteselsil kefil olduğunu, ………cı şirketin ödemediği 2015 yılı …… aylarına ait 8.000 TL ……… bedeli ile kendisi tarafından ödenen 2015 yılı ………… aylarına ait elektrik bedeli olan 7.004,28’nin tahsili için ……… 5.İcra Müdürlüğünün 2015/10215 esas sayılı dosyası ile başlattığı takibe kefil olan davalının, ……… sözleşmesinin ………cı şirket tarafından feshedildiği gerekçesi ile itiraz ettiğini ve icra takibinin durmasına neden olduğunu beyan ederek vaki itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davalının ………cı şirkete kefil olduğu ve dosyada mevcut ……… sözleşmesinde imzasının bulunduğu, kefil olarak borçlardan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalının ……… 5.İcra Müdürlüğünün 2015/10215 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibinin devamına, asıl alacak olan 15.004,00 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş; mahkemece ek karar ile temyizin süresinde olmadığından reddine karar verilmiş, davalı bu sefer ek kararı temyiz etmiştir.
Tebligat Kanununun 20. maddesi “13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. (Değişik son cümle: 19/3/2003-4829/4 md.) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır. (2)” hükmünü içermektedir.
Davalıya gerekçeli karar, 15.02.2016 tarihinde yukarıdaki madde uyarınca tebliğ edilmekle birlikte tebliğ memurunun sözlü beyanını aldığı kişi, maddede belirtilen 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslardan değildir bu nedenle davalıya yapılan tebligat usulsüz olduğundan mahkemece verilen 26/02/2016 tarihli ve süresinde yapılmayan temyiz başvurusu talebinin reddine dair ek karar kaldırılarak işin esasına girildi.
Takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 05.04.2015 başlangıç tarihli ve 1+1 yıl süreli yazılı ……… sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı tarafından 08.09.2015 tarihinde başlatılan icra takibinde ödenmeyen aylık 4.000 TL’den 2014 yılı …… ayları ……… bedeli ile davacı tarafından ödenen 7.004 TL elektrik bedeli olmak üzere toplam 15.004 TL’nin tahsili istenilmiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu süresinde takibe itiraz etmiştir.
……… sözleşmesinin tarafları davacı ile dava dışı ………cı………Üretim Pazarlama Ltd.Şti. dir. Davalı … ise sözleşmeyi kefil ibaresi altında imzalamış olup, sözleşmenin 18. maddesinde “Kefilin kefaleti müşterek ve müteselsil olup, kefil konratın ilk yapıldığındaki ……… dönemi ve belirlenen süre için kefaletin mevcudiyetinin devamını beyan ve imzası ile kabul ve taahhüt eder” düzenlemesi bulunmaktadır. Ne var ki 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 583. maddesinde ”Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz ” düzenlemesi bulunmakta olup, anılan yasa az önce yukarıda belirtildiği üzere kefaletin geçerli olması için kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla ve bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu öngörmüştür.
Davaya konu ……… sözleşmesinde ise düzenlemeye uygun bir kefaletin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.