Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/4229 E. 2019/176 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4229
KARAR NO : 2019/176
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kooperatif ile davalılardan …ile aralarında 04/04/2015 tarihinde makine kira sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalının ise ana işveren firma olması nedeniyle sorumluluğu bulunduğunu, makine kira sözleşmesine konusu mallar davalı kiracıya teslim edildiği halde davalılar tarafından kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, uğranılan zararın ödenmesi hususunda gönderilen ihtarnameye rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeplerle sözleşme tarihinden itibaren eksik ödenen kira bedellerinin ticari temerrüt faizi ile (kdv hariç) birlikte şimdilik eksik ödenen kira alacaklarından bir kısmı olan 63.342,23 TL alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar; davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece; davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ile davalılardan kiracı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
1- 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra
yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayımızda; davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunduğu belgeler, dayanak makine kira sözleşmesi hükümleri ile operatörün kiraya verene ait olduğu kararlaştırılmakla ve taraf beyanları incelendiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki akdi ilişki araç kiralama ilişkisi olmayıp hizmet alım sözleşmesidir. Bu durumda eldeki davaya bakmakla Sulh Hukuk Mahkemesi görevli değildir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, TTK’nun 4. ve 5.maddelerinde belirtilen düzenlemeler de dikkate alınarak davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.