Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/4223 E. 2019/175 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4223
KARAR NO : 2019/175
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; … Hastanesi zemin katta bulunan 253 m2 yeri kantin ve market olarak işletmek üzere davalı vakıftan kiraladığını, 31/12/2005 tarihine kadar olan tüm kira borçlarını ödediğini, Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen 03/01/2006 tarihli ecrimisil ihbarnamesi ile kendisine kiralanan yerin tasarruf hakkının 18/07/2005 tarihi itibariyle davalı vakıfta ait olmadığını, Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’na ait olduğunun anlaşıldığını, ilgili ihbarnamede 18/07/2005-31/12/2005 tarihleri arasında işgalci konumunda olduğunun bildirildiğini ve bu dönem işin tahakkuk ettirilen ecrimisili ödemek zorunda kaldığını, davalı vakfın ise kiralama hakkının bittiği 18/07/2005-31/12/2005 tarihleri arasındaki ayların kira bedellerini tahsil ettiğini, davalıdan bu bedellerin iade edilmesini istenmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın 31/12/2005 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte davaya konu edilen kiraya dayalı alacağın zamanaşımına uğradığını bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini ayrıca davacının gönderdiği ihbarnameye cevap olarak ihtarname keşide edilerek alacaklı olmadıklarının bildirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
Mahkemece; TBK 147/1 maddesi uyarınca kira bedellerinin 5 yıllık zaman aşımına tabi olup dava tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçtiği, davalı vekilinin süresinde zaman aşımı itirazında bulunduğu, ayrıca davalı ile kiralayan arasında tek taraflı feshin hukuki sonuç doğurmayacağı, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini sona erdirmeyeceği, davacının ecri misil tahakkukuna itiraz etmeden ödemede bulunması nedeniyle ödediği kiraları istemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Mahkemece, davanın zamanaşımı yönünden reddi yanında aynı zamandan esastan da reddine karar verilmiştir.
Usul hukuku hükümleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle reddi kararı ile mahkeme artık dosyadan el çekmiş olup, dava dosyasında başka bir inceleme yapması mümkün değildir. Ne var ki; mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar verildikten sonra davalı ile kiraya veren arasındaki kira sözleşmesinin tek taraflı fesih ile sona ermeyeceği, davacının ancak mükerrer ödenen ecrimisil talebinde bulunabileceği, davacının ecrimisil tahakkukunu 15.2.2006 tarihinde itiraz etmeden ödediği gerekçesiyle davanın esastan da reddine karar verilmiştir.
Bu durumda; mahkemece, usulden (zamanaşımı vb.) ve esastan red kararı verilmesi mümkün olmadığından, önce davanın usul kuralları uyarınca incelenip incelenmeyeceği değerlendirilip, usul hükümleri uyarınca davanın reddi mümkün ise usul yönünden davanın reddine karar verilmeli aksi takdirde davanın esasına girilip esas hakkında bir karar verilmelidir. Davanın usulden reddi kararının yanında esastan da reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenlerine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.