Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/4092 E. 2018/10644 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4092
KARAR NO : 2018/10644
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 26.06.2015 tarihinde açtığı işbu dava ile; davalı ile aralarında 16.02.2005 tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının 14.10.2014 tarihinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ait taşınmazların İdari Hakkında Yönetmeliğin 78. maddesinin 1. fıkrası gereğince kira sözleşmesinin 16.02.2015 tarihinde sonra ereceğini bildirir bir yazı gönderdiğini, bu yazı üzerine davalı kuruma 17.11.2014 tarihli dilekçe ile sözleşmenin 5. maddesi ve şartnamenin 7. Maddesinde yer alan “10 yıllık sürenin bitiminden (2) iki ay önce tarafların şartlarına, halı saha ve sosyal tesisleri ile sonra yapılabilecek tesisler idarece kiralanmak suretiyle işletmesine devam ettirilmesi halinde öncelik işletmeciye ait olmak üzere kira sözleşmesi yenilenerek sürenin uzatılması mümkün olacaktır.” hükmü gereğince öncelik haklarını kullanarak sözleşmenin yenilenmesi ve uzatılmasına ilişkin taleplerini bildirdiklerini ancak davalı tarafın hiçbir hukuki ve yasal dayanak göstermeden … 5. Noterliği’nin 26.11.2014 tarih ve 9761 yevmiye numaralı ihtarnamesini göndermek suretiyle dava konusu taşınmazın tahliyesini istediğini, davalı kurumun sözleşme ve kanundan doğan haklarını çiğneyerek sözleşme konusu taşınmazı ihale yoluyla tekrar kiralayacağını belirtmekte olduğunu ancak kendisinin sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini bu nedenle sözleşmenin tarafı ile yenilenmesi gerektiğini ne var ki davalı kurumun kendisi ile uzlaşmak için bir davette bulunmadığını belirterek davalı ile 16.02.2005 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı , davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki hukuki ilişki temeli ihaleye dayandığı için uyuşmazlığın çözümünde 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu değil 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu’nun uygulanması gerektiği , bu halde kiracı olan davacının 16.02.2015 tarihi itibariyle kiracılık sıfatının bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş , hüküm her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davalının sair temyiz itirazlarına gelince ; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 327. maddesinde yer alan düzenlemeye göre ise genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde kira sözleşmesinin başlangıcı ve süresi belli ise kira sözleşmesinde sürenin dolması ile kira sözleşmesi kendiliğinden sona erer. Kiraya veren sözleşmenin bitim tarihinden itibaren bir ay içinde dava açarak süre bitimi nedeniyle tahliye talep edebilir. Belirli süreli kira sözleşmelerinde belirlenen sürenin dolması halinde taraflar arasında açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisi sürdürülürse kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde belirli süreli kira sözleşmesinin süresiz hale gelmemesi için kiraya veren kira süresi bitmeden veya dava açma süresi içinde kira sözleşmesini yenilemeyeceğine dair ihtarname tebliğ ettirirse kira sözleşmesi yenilenmeyeceği gibi süresiz hale de gelmez. Bu durumda her zaman süre bitimi nedeniyle tahliye davası açılabilir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 328. maddesinde yer alan düzenlemeye göre ise; belirsiz süreli kira sözleşmelerinde taraflardan her biri, daha uzun bir fesih bildirim süresi veya başka bir fesih dönemi kararlaştırılmış olmadıkça, yasal fesih dönemlerine ve fesih bildirim sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebilir. Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur.Olayımıza gelince; Taraflar arasında düzenlenen 16.02.2005 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz,her ne kadar 2886 Sayılı Yasa gereğince ihale ile kiraya verilmiş ise de kiralayan … ‘nün ayrı bir kamu tüzel kişiliği bulunduğu nazara alındığında dava tarihi itibariyle 2886 Sayılı Yasa gereğince davacının fuzuli şagil olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Ne var ki, kiralanan taşınmazın niteliği gereği TBK’nun adi kira hükümlerine tabi olup aynı kanunun 327. maddesi gereğince taraflar arasındaki 16.02.2005 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesinin süre bitimi olan 16.02.2015 tarihi itibariyle sona ereceği ve davalı kiraya veren tarafından sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin düzenlenen 26.11.2014 tarihli ihtarnamenin davacı kiracıya tebliğ edildiğinin anlaşılmasına göre süre sonu itibariyle kira sözleşmesinin kendiliğinden sona ermiş olduğundan bahisle davanın reddi gerekirken, davalının dava tarihi itibariyle 2886 S.K’na tabi olmadığı nazara alınmaksızın yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, bu yüzden kararın bozularak yeniden yargılama yapılmasında yarar görülmediğinden sonucu itibariyle doğru olan hükmün değiştirilen bu gerekçe ile düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek hükmün değiştirilen gerekçe ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.