Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/397 E. 2017/5407 K. 18.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/397
KARAR NO : 2017/5407
KARAR TARİHİ : 18.04.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ve davacı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 18/04/2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. … geldi. Temyiz eden davacı vekili Av. … geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dava dilekçesinde, davalının davacıya ait taşınmazı 04/06/2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle kiraladığını, davalının 2011 yılı Mart ayı da dahil olmak üzere herhangi bir kira bedeli ödemediğini, 27.08.2013 tarihinde keşide ve 02.09.2013 tarihinde tebliğ tarihli temerrüt ihtarnamesi ile davalıdan Mart 2011 ayı- Ağustos 2013 ayı arasında ödenmeyen aylar kirasının tahsilini talep ettikleri halde davalının ödemede bulunmadığını, davalının kira parasını ödememek için soyut iddialar ileri sürdüğünü ifade ederek; davalının temerrüt nedeniyle taşınmazdan tahliyesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL belirsiz birikmiş kira alacağının, muaccel olduğu aylardan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, imar uygulaması sonucu kiralananın kullanım alanının azaldığını, paydaş haline gelen Maliye Hazinesi’ne ecrimisil ödemek zorunda kaldığını, davacının sözleşmeden kaynaklanan en önemli edimi olan kiralananı kullanmaya elverişli şekilde teslim ve kiracılık süresince bu halde bulundurmak yükümlülüğünü ihlal ettiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin ifa edilemez hale geldiğini, dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanmadığını, bu nedenle davacının tahliye de talep edemeyeceğini, ayrıca davalının imar revizyonundan önce kullandığı 3.802 m2 alan için aylık 1.500 TL kira ödediğini, davalının halen taşınmazın 370 m2’sini kullandığını, davacının aynı bedel üzerinden kira talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, bozma gereklerine uygun şekilde karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının hükmün alacağa yürütülen faiz başlangıcına ilişkin kısmına yönelik temyiz itirazlarına gelince: Davacı taraf, dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL belirsiz birikmiş kira alacağının, muaccel olduğu aylardan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, 13/06/2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, 50.000,00 TL olan dava değerini 129.090,91 TL olarak arttırmıştır. Mahkemenin kira alacağı yönünden davanın kısmen kabulü ile toplam 57,629,38 TL tutarındaki meblağın tahsiline ilişkin ilk kararının Yargıtay 6. Hukuk Dairesince bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kira alacağı açısından kısmen kabulü ile, 2011 yılı Mart – 2014 yılı Ocak ayı dönemi için gerçekleşen 128.563,11 TL. tutarındaki kira alacağının 50.000,00 TL sinin, kira bedellerinin ait olduğu her ayın 11.inden, 78.563,11 TL sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştirKısmi davanın dava edilmeyen fakat saklı tutulan miktar bakımından borçluyu temerrüde düşürmeyeceği, yargısal kararlarda benimsenmektedir. Ödeme günü kanun yada sözleşme ile kararlaştırılmayan alacaklarda, borçlu alacaklının ihtarı ile temerrüde düşürülür. Bu nedenle açılan dava ancak dava konusu edilen miktar kadar davalıyı temerrüde düşürür. Taraflar arasında imzalanan ve uyuşmazlık konusu olmayan 04.06.2004 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesinde kira bedelinin her ayın birinci günü ile onuncu günü arasında ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda mahkemece davada talep edilen ve hüküm altına alınan alacak için muaccel olduğu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken ıslah dilekçesi ile talep edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru değilse de hükümdeki bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılarak hüküm verilmesine gerek olmadığından, hüküm fıkrasının 2. bendindeki “…….128.563,11 TL. tutarındaki kira alacağının 50.000,00 TL sinin, kira bedellerinin ait olduğu her ayın 11.inden, 78.563,11 TL sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” ibaresinin hükümden çıkartılarak hükme; ” 128.563,11 TL tutarındaki. lik kira alacağının, kira bedellerinin ait olduğu her ayın 11.inden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” ibaresi yazılmak suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.