Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/3811 E. 2017/12310 K. 20.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3811
KARAR NO : 2017/12310
KARAR TARİHİ : 20.09.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, dava dilekçesinde davacıların maliki oldukları, dava konusu taşınmazın davalıların murisi Yakup Kamış tarafından yaklaşık 15 yıl öncesinde belirsiz süreli olarak kiralandığını ve bu zamana kadar da yasal mirasçıları olan davalılar tarafından kullanıldığını, davalılara iki kez ihtarname keşide edildiğini, her iki ihtarnamenin de usulüne uygun olarak davalılara tebliğ edildiğini ve taşınmazın tahliyesinin talep edildiğini, ancak davalıların tüm bunlara rağmen dava konusu taşınmazı tahliye etmediklerini belirterek davalı kiracıların dava konusu mecurdan tahliyesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar …, … ve …, Davalıların dava konusu taşınmazda kiracı değil hissedar olduklarını, hissedarların mülkiyet hakkına sahip oldukları taşınmazdan tahliyesinin istenmesinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, taşınmazın tapuda 529 m2 arsa olarak gözüktüğünü ancak taşınmazın arsa vasfında olmayıp 1500 m2 lik bir bina olduğunu, davalıların hisseleri kadar taşınmazı kullandıklarını hesap hatası nedeniyle ecrimisil ödendiğini, ödenen bedelin kira olmadığını, ecrimisil ödenmesinin davalıları kiracı olarak değerlendirilmesine sebep olmayacağını, davalıların kiracı olduğunu kabul etmemekle beraber müşterek mülkiyette kira sözleşmesinin geçerliliğinin pay ve paydaş çoğunluğuna bağlı olduğunu, taşınmazın müşterek mülkiyete konu olması, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanamamış olması, davacıların dava açma yeter sayısı olmaması nedeniyle davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 347.maddesi hükmün göre, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşemeye son verebilir.
Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK.nun 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.
Olayımıza gelince; Davacılar sözlü kira sözleşmesine dayanarak TBK’nun 347.md.si gereğince sözleşmenin sona ermesi nedeniyle tahliye isteminde bulunmuşlar, kira bedelinin 01/10/2010 tarihinden başlayan dönem için 380,53 TL olarak tespit edildiğine ilişkin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/348 E 2012/34 K sayılı ilamını ibraz etmişlerdir. Davacılar 23/07/2014 tarihinde … 6.Noterliğinin 17323 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle tüm davalılara kira akdini fesih ettiklerini ve taşınmazın tahliye edilerek boş olarak teslimini istediklerini bildirmişlerdir. … 6.Noterliğinin 27/12/2013 tarih ve 37181 yevmiye numaralı ihtarname ise tüm davacılar tarafından değil davacılar …, … ve … tarafından düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme belirsiz süreli olduğundan TBK’nun md.347/2’de düzenlenen belirsiz süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerine göre sözleşmenin sona erdirilmesi gerekir.
Bu durumda TBK’nun md.347/2 gereğince belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebileceği hükmü gereğince davacılar tarafından davalıya gönderilen … 6.Noterliğinin 23/07/2014 ve 17323 yevmiye numaralı 05/08/2014 tebliğ tarihli ihtarname ile ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren sözleşmeyi sona erdirdiklerini ve yenilemeyeceklerini bildirmişler, ise de TBK’nun 328. ve 329. maddeleri gereği yasal fesih dönemlerine uyulmadan 15/09/2014 tarihinde açılan dava süresinde değildir. Yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek davanın süre yönünden reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.