Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/3786 E. 2018/10426 K. 23.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3786
KARAR NO : 2018/10426
KARAR TARİHİ : 23.10.2018

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı kiracı; davalı ile aralarında 01.08.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi yapıldığını, taşınmaza 16.439,05TL faydalı masraf yaptığını, kiralananda yaptığı yenilik ve değişikliklerin bedelinin tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek vaki itirazının iptali ve %20 oranında icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.
Davalı; taşınmaza yapılan masrafların doğru olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 9.472,83TL yönünden itirazının iptaline ve alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından icra inkar tazminatına hasren temyiz edilmiştir. Davalı vekilinin temyiz talebine hasren yapılan incelemede; İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının alacağını doğrudan mahkemede dava ederek haklı çıkması, alacağın likit ve muayyen olması gerekir. Eğer alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse, istek halinde alacaklı yararına, eğer borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Yasa ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri üzerine icra borcunu inkar etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir. Davacı alacaklı tarafından başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemece 9.472,83TL faydalı masraf tazminatı bedeli üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir. Tazminat alacağı, bilirkişi raporu ile belirlendiği ve likit bir alacak olmadığına göre icra inkar tazminatına hükmedilemez. Mahkemece davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan ” Asıl alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ” ibaresinin hükümden çıkartılarak düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.