Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/367 E. 2017/5026 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/367
KARAR NO : 2017/5026
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 11.04.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av…. Orhan geldi. Karşı taraf davalı ve vekili adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takiplerine yapılan itirazların iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davacı ile davalı arasında 01.02.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, davalı borçlu kiracının 2014 Yılı Ağustos ve Aralık ayı ile 2015 Yılı Ocak ayları kira bedellerine ilişkin düzenlenen faturaları ödemediğinden davacının, İstanbul 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/ 8138 E. sayılı dosyası ile ödenmeyen kira bedellerini ilamsız icra takibine konu ettiğini, ancak takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, itiraz haksız ve hukuka aykırı olduğundan alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, İstanbul 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/ 8138 E. sayılı dosyasında gönderilen ödeme emrinin İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/603-677 esas-karar sayılı kararı ile iptal edildiğinden usulüne uygun bir icra takibi ve ödeme emri olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafından yeni bir ödeme emri gönderilmeden iptal edilmiş ödeme emrine dayalı itirazın iptali talep edilemeyeceğinden, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine ve davalı lehine 3.071,54 TL nispi vekalet ücretinin tahsiline karar verilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik olmamasına göre temyiz eden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; İtirazın iptali davasının görülebilmesinin koşulları;hukuki yarar bulunması, kesin hüküm bulunmaması, geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, usulüne uygun bir itirazın bulunması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması ve icra mahkemesince itirazın kaldırılmamış olması şeklinde belirtilmiştir.
Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması yönünden ise,öncelikle geçerli bir icra takibi yapılması ve yapılan icra takibine itiraz edilmesi dava şartıdır.
Somut olayda; davacı tarafından girişilen icra takibinde davalıya gönderilen ödeme emri iptal edildiğine göre dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmakla karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 7/2.maddesinde düzenlenen “davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” hükmü uyarınca davalı vekili lehine 900 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı vekili lehine A.A.Ü.T’nin 12.maddesi uyarınca hesaplanan nisbi 3.071,54 TL vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7.maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasındaki “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.071.54 TL vekalet ücretinin” söz ve rakamlarının hükümden tamamen çıkarılmasının yerine “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesine göre belirlenen 900.00 TL maktu vekalet ücretinin” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.480 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, HUMK’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.