Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/342 E. 2017/5029 K. 11.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/342
KARAR NO : 2017/5029
KARAR TARİHİ : 11.04.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi taraflarca istenilmekle; daha önceden belirlenen, 11.04.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacılar vekili Av. ..Karşı taraf davalı vekili Av. .. Dönmez geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takiplerine yapılan itirazların iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; davacı ile davalı arasında 30.06.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 8 ve 9. Maddelerinde kira bedelinin üçer aylık peşin ödeneceğinin düzenlenmesine rağmen 2014 Yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları kira bedellerini ödemediğinden davacının İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nün 2014/21506 E. sayılı dosyası ile ödenmeyen kira bedellerini ilamsız icra takibine konu ettiğini, ancak takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, itiraz haksız ve hukuka aykırı olduğundan alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesi gereğince taşınmazın 30.06.2014 tarihinde tahliye edileceğinin davacı tarafa ihtar edildiğini ve taşınmazın 07.07.2014 tarihinde tahliye edildiğini, davacıların 7 günlük kira bedeli alacağı olduğunu taşınmazın anahtarlarının davacılara teslim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın 07.07.2014 tarihinde tahliye edildiği gerekçesi ile 7 günlük kira bedeli 7.934 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik olmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
3-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde, kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.
Anahtarın kiraya verene teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 200 ve 201.maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve davacı kiraya verenin açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Kiraya veren anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek veya Notere tevdii ederek ve durumu kiraya verene bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiraya verene bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 30.06.2008 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi, birinci yıldan sonra yenilenmiş ve davalı tarafça taşınmazın 07.07.2014 tarihinde tahliye edildiği iddia edilmiş, davacı kiraya veren tarafından yasal anahtar teslimi yapılmadığı gerekçesiyle bu tarihe karşı çıkılmıştır. Davalının dayandığı 07.07.2014 tarihli belgede davacının imzası olmadığından anahtar teslim ya da ibralaşma belgesi niteliğinde değildir. Mahkemece her ne kadar taşınmazın 07.07.2014 tarihinde tahliye edildiği kabul edilerek, 2014 yılının Temmuz ayından 7 günlük kira parasına hükmedilmiş ise de, davalı kiracı yasal anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamamıştır. Bu durumda, Mahkemece, anahtar teslimi, yani taşınmazın tahliyesi ispat edilemediğinden hesaplanacak kira parasının tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 2 bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacılar yararına takdir olunan 1.480 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
11.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.