Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/3193 E. 2017/5134 K. 12.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3193
KARAR NO : 2017/5134
KARAR TARİHİ : 12.04.2017

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görevsizlik nedeni ile reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar vekili, müvekkili …’ın kardeşi …’ın 23/01/2010 tarihinde yapılacak olan nikah töreni nedeniyle tören günü 13.30 – 19.30 saatleri arasında kullanılmak üzere şoförüyle birlikte araba kiralanması hususunda davalı ile anlaştığını, ancak tören günü müvekkili …’ın 13:30 da evinden alınması gerekirken, kiralanan aracın bir türlü gelmediğini, davalı şirket yetkilileri ve aracın şoförü ile yapılan görüşmelerde ise yoğun kar yağışı sebebiyle aracın evin bulunduğu caddeye giremediğini, zira araçta zincir bulunmadığını, bu nedenle aracın müvekkilinin evine ulaşamadığı bilgisinin edinildiğini, davalı şirketin basiretli bir tacir olmanın gereğini yerine getirmekten tamamen uzak bir tavır sergilediğini belirterek yoğun kar yağışına karşı hiçbir önlem almaksızın, kiralanan aracı zincir dahi taktırmaksızın trafiğe çıkarttığını, müvekkilleri… ve …’ın güçlükle nikah dairesine gitmek zorunda kaldıklarını belirterek her bir davacı için 2.500 TL olmak üzere toplam 7.500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili,davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile her bir davacı için 2.000,00’er TL manevi tazminata karar verilmiş, davalının temyizi üzerine 6. Hukuk Dairesinin 13/01/2014 tarihli ilamı ile “Somut olay değerlendirildiğinde davacı … ile davalı şirket arasında arasında kira ilişkisi söz konusu olup davacıların Yasada tanımlanan şekilde tüketici ve davalının satıcı olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi değil Genel Mahkeme görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın
esasına girilerek karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, dava konusunun kira ilişkisinden doğan alacak davasına ilişkin olduğu, 6100 Sayılı HMK’nun 4. maddesinde bu tür davalara bakmakta Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek davanın görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ….Sulh Hukuk Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 1. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre; bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz. Eldeki dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup 25/06/2010 tarihinde açılmıştır. Buna göre olaya 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun göreve ilişkin 8. maddesi hükmü uygulanacaktır. Dava değeri 7.500 TL olup, dava tarihi itibariyle görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.