Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/2938 E. 2017/5236 K. 13.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2938
KARAR NO : 2017/5236
KARAR TARİHİ : 13.04.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında 10.12.2001 başlangıç tarihli ve 1.11.2002 başlangıç tarihli 2 ayrı sözleşme ile davalıya dükkanların kiralandığını, 10 yıllık uzama sürelerinin dolduğunu belirterek davalının tahliyesini istemiştir.
Davalı vekili dilekçesinde, ihtar tebliğinin usulsüz olduğunu, davanın sürede olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ihtarname tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
10.12..2001 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesi ve 01.11.2002 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalının iki ayrı taşınmazda kiracı olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece davalı tüzel kişi olan kiracıya yapılan ihtar tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dosyada mevcut ticaret sicil kaydına göre davalı şirkete yapılan tebliğin, tebligat davalının ticaret sicilde kayıtlı olan adresinde tebliğ edilmiş olmakla usule uygundur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 347. maddesinde; “Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.”
düzenlemesi, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinde de; “Bu Kanunun 1 inci maddesinin son cümlesi hükmü bir defaya mahsus olmak üzere, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanunu’nun 347 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl; on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10.12.2001 başlangıç tarihli ve 01.11.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmeleri 1 yıl süreli olup, kira sözleşmesi TBK.’nun 347.maddesi (6570 sayılı yasanın 11. maddesi ) uyarınca süre sonunda yenilenmiş, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihte henüz on yıllık uzama süresi gerçekleşmemiştir. TBK. nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında 6101 sayılı kanunun geçici 2/1. maddesininin 1. cümlesine göre yürürlük tarihinden itibaren beş yıl geçmemiştir. Bu nedenle 01/07/2017 tarihinden itibaren davanın açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmadığı anlaşılmıştır.
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.