Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2017/2650 E. 2017/6685 K. 08.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2650
KARAR NO : 2017/6685
KARAR TARİHİ : 08.05.2017

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ihtiyaç nedeni ile tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının reddine, TBK’nun 347 maddesine istinaden açılan davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalının davacıya ait işletme içerisinde bulunan çamaşırhanede 15 yıldır kiracı olduğunu, kira sözleşmesinin 01.03.2011- 31.5.2011 tarihlerini kapsar şekilde yenilendiğini, Türk Borçlar Kanunu 347. maddesi gereğince akdin yenilenmeyeceği hususunun davalıya ihtar edildiğini, bunun yanısıra çoğunluğu yabancı olan marina müşterilerinin şarap taleplerinin karşılanması amacıyla marina içerisinde davalının kiracı olarak bulunduğu çamaşırhanenin şarap deposu olarak kullanılması ihtiyacı doğduğunu belirterek davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davacının iş yeri ihtiyacına ilişkin talebin reddine, Türk Borçlar Kanunu 347.maddeye dayanan tahliye talebinin ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK’nın 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.
./..
-2-

Somut olayda: Taraflar arasındaki kira ilişkisinin 01.03.2004 tarihinde başladığı, son olarak 01.03.2011- 31.5.2011 tarihli kira sözleşmesi ile yenilendiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda, kiralanan Türk Borçlar Kanunu’nun konut ve çatılı işyeri kirası hükümlerine tabi olup, taraflar arasında imzalanan 01.03.2011 başlangıç tarihli 3 ay süreli kira sözleşmesine değer verilerek kira sözleşmesinin 31.05.2011 tarihinden itibaren kiracı tarafından sürenin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunulmadıkça, Türk Borçlar Kanunu’nun 347. maddesi uyarınca aynı koşullarla yıldan yıla yenilenerek ve bu şekildeki uzama süresinin on yıla ulaşması gerektiği kabul edilmelidir. Davanın açıldığı 08.06.2015 tarihinde uzama süresi on yıla ulaşmadığından açılan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
2-Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Dava, davacının marina içerisinde bulunan çamaşırhanenin şarap evi olarak kullanılması ihtiyacının doğmasına dayanmaktadır. Dinlenilen davacı tanığı müşterilerin çoğunluğunun yabancı olduğunu, şarap talebinin karşılanması için marina içerisinde şarap evine ihtiyaç olduğunu, bu nitelikte başka yerin de olmadığını, ihtiyaçlının ihtiyacının samimi olduğunu bildirmiştir. Kiralananın yapılacak işe uygun olduğu da keşfen belirlenmiştir. Bu durumda ihtiyacın samimi, gerçek ve zorunlu olduğunun kabulü icab eder. Mahkemece, ihtiyaç nedeniyle tahliye istemine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı …ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca davacı ve davalı yararına ayrı ayrı BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.